Bölüm 42

31.9K 1.6K 525
                                    

Medya= Tones and I: Dance Monkey 🙉💜

Mutsuzluktan kaçış yoktu. Etrafında mutsuzluk sebepleri varken mutsuzluktan kaçılmıyordu. Sadece mutsuzluğu benimsiyordun.

Bir çıkış yolu arıyordun. O çıkışı bulamadıkça daha da bağlanıyordun mutsuzluğa.

İçinde bir boşluk oluşuyordu. Ve o boşluğu dolduran tek şey duygularının, ruhunun cesetleriydi.

İçimdeki boşluk duygularımın cesetleriyle doluydu.

Bir çıkış arıyordum, bir kurtuluş. Kendime olan güvenim de sönmüştü. Bu işi tek halledemezdim. Her şeyden önce namus meselesiydi bu mesele. Namusumu riske atamazdım.

Abime söylemeyi düşünmüştüm. Ama biliyordum öldürürdü bu sefer onu. Mantıklı düşünemezdi.

Asaf..

Asaf da söz konusu bensem mantığını yitiriyordu. Ama katil olmayacağına emindim. Yani olmazdı değil mi ?

Ona bile emin değildim. Ama en iyi ihtimal Asaf'a söylemekti. Çünkü onu sakinleştirebilirdim. Abime ise bu haksızlığı yapamazdım. Düğün çok yakındı ve her şeyi yeni yeni kabulleniyordu.

İçimdeki karanlığa rağmen dışardan ışık saçıyordum. Kimseye belli etmiyordum üzüntümü. Tıkanmıştım.

O gün Ayfer olay çıkarmış,abimle Sermin kavga etmiş , babam abime vurmaya kalkmıştı. Ama bu sefer vuramamıştı. Çünkü gelin hanım pek gözü karaydı. Babama bile haddini bildirmişti.

Normalde bir görümce olarak ona gıcık olmam gerekirdi. Ama bu yaptığı beni ona daha da bağlamıştı.

Ev bakmışlardı ve evleri büyüktü. Şimdiki gündem ise evin büyük olduğu evi geçindirmelerinin zor olduğuydu. Annem ısrarla o evin onları geçim olarak zorlayacağını söylüyordu. İşin açıkçası haklıydı.

Bir polis maaşıyla 5+1 kiralamak neyin nesiydi?

Yani ben bu meseleye karışamazdım herkesin kendi kararıydı ama gerçekten onları zorlardı bu ev.

Anneme katılmadığım tek nokta 'Sermin'in burnu havada olmasıydı' . Anneme göre Sermin gözü yükseklerde bir kız olduğu için o evi beğenmiyordu. Ama gözü yükseklerde olan biri olarak ben, o kızda böyle bir şey sezmemiştim.

Yarın seçtikleri eşyalar gelecekti ve annem o eşyalar gelmeden evi değiştirmelerini Duran amcaların evini tutmalarını söylemişti.

O ev iyiydi güzeldi ama yer beton zemindi. Üstelik doğal gaz hattı bile yoktu. Yani soba yakılması gerekiyordu.

Tartışmalar derken o evde karar kılınmıştı. Abimler evi değiştirmiş ve Duran amcaların evini tutmuşlardı. Eşyalar o eve gelecekti.

Asaf ise beni tek bulduğu her an sıkıştırıyordu. Aslında bu hoşuma gidiyordu ama çok abartmamalıydık sonuçta nikahsızdık ve günahtı.

Ama maalesef beynimiz düşünme yetisini kaybediyordu.

Düğüne günler kalmıştı ve ben Asaf'a hala söyleyememiştim. Düğünden sonra söylemek mantıklıydı çünkü ortalık daha az karışmış olurdu ama ben bunu saklamak istemiyordum.

Zaten o pislik herif sürekli mesaj atıyor sürekli buluşmamızı istiyordu. Sürekli geçiştiriyordum ama bu sinirlerimi bozuyordu.

Şimdi ise bir parka gelmiş Asaf'ı bekliyordum. Elim ayağım titriyordu. Nasıl yapacağımı nasıl söyleyeceğimi kara kara düşünüyordum. Korkuyordum. Bana kızmasından beni suçlamasından .

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin