Bölüm 39

35.3K 1.5K 476
                                    

Medya = Raving George , Oscar and the Wolf : You'r Mine 🖤

Gözlerimden  yaşlar bir bir dökülürken abime baktım. Kafası karışıktı. Belki de yapmıştı bunu. Ama abim kimseyi ortada bırakacak biri değildi. Hele  birlikte olduğu birini asla ortada bırakmazdı. 

"Abi?" diye fısıldadım acıyla..

Abim yutkundu. Kendini toparlamaya çalışıyordu. "Siz sormadınız ama " dedi sesindeki yoğun acıyla. Gözlerini hepimizin üstünde gezdirdi. "Ben hiçbir şey yapmadım"

Babam çöktüğü yerde başını kaldırıp sertçe baktı ona. "Kız attığın mesajları göstermiş " sonra feryat eder gibi burun kemerini sıktı. "Tüm mahalle duymuş "

"Helal olsun " dedi abim önce onu suçlayan babama sonra onu savunmayan anneme ve bana bakarken. "Beni hiç mi tanıyamadınız? "

Babam kaşlarını çattı. "Ulan it !" öfkeyle  gözlerini kocaman açarak . "Kız mesajlarını göstermiş "

Ağabeyim dolan gözlerini kaçırıp nefeslendi . "Bir kere bile bana inanmayacak mısın baba?" dedi feryatla.

Babam gözlerini yere dikti. Abim yutkunup yumruklarını sıktı. Babam habire çalan telefonu umursamadı. Sadece kaşlarını çattı. Abime bir şey demedi.

Hepimizin telefonları susmak bilmedi. Biz ise sadece oturmuş kara kara ne yapacağımızı düşüyorduk. Saatler geçti .  Şimdiye kadar buradan çıkmamız mahalleye ulaşmamız  gerekiyordu ama bizim tek yaptığımız düşünmekti.

Ne kadar süre geçti bilmiyorduk . Kapının sertçe çalınmasıyla küçük bir çığlık atıp yerimde sıçradım. Abim hariç hepimiz  korku ile birbirimize baktık. Bu saatte kesin bir şer çıkacaktı.

Korku ile bu duruma bakıp yutkundum.Babamın gözlerini kapatarak kapıyı açmamı istedi. Bu bir kabullenişti. Abime baktığımda onun dalgınlıkla yere baktığını gördüm. Gözlerimi telaşla anneme çevirdim. O da kaderine razı olur gibi kapıyı açmamı emreder gibi  gözlerini kapattı.

Yavaşça ayaklandım. Korkudan elim ayağım titrerken ben de kaderimize razı olmuştum. Artık başımıza ne gelirse kabulümüzdü. İlk defa bu kadar yıkıldığımızı gördüm.

Yavaşça kapıya doğru adımladım. Kalbim korkudan kasılırken aldığım nefesler bana yetmiyordu. Gözlerimden teker teker yaşlar boşalırken içimden dualar ediyordum.

Kapıyı hafifçe açıp dışarıya baktığımda gördüğüm suratlarla rahatladım. Semra teyze Bekir amca ve Asaf  gelmişti. Semra teyze kollarını bana doladı. "Duyduklarımızdan sonra yerimizde duramadık " dedi telaşlı gözleri suratımda dolanırken . "telefonlarımızı da açmayınca"  bakışlarını kaçırdı .

Başımı salladım ve gözlerimden akan yaşlara rağmen zoraki bir şekilde gülümsedim. "İyi ki geldiniz" dedim titreyen sesimle.

Bekir amca ve Semra teyze içeri geçerken Asaf gözlerimin içine acı ile baktı. "Sen ağlama" dedi elleri yüzümü avuçlarken. "Senin her bir gözyaşın için mahalleyi yakmak istiyorum"

"Asaf " diye fısıldadım acıyla ve kollarımı boynuna doladım.

"Şşht "diye fısıldadı bir eli belimi bir eli saçlarımı okşarken.

"Kötü bir şey olmayacak " dedi güven verici sesiyle .

Başımı sallayıp fısıldadım "kötü bir şey olmayacak " . Daha çok ona teyit ettirmek içindi fısıltım başını salladı.

İçerden gelen kapı açılma sesini duymamla ondan ayrıldım ama çok geç kalmıştım . Annem bizi görmüştü.

Utançla  gözlerimi kaçırırken annem sert bakışlarını yüzümden çekmedi. Başıyla serçe mutfağı işaret etti ve "Gel kızım hadi çay demleyelim" dedi sertçe.

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin