Medya: James Young: İnfinity 🖤
Koşuşturmalarım sürerken eşofmanın parçaları ayaklarıma dolanıyor hızımı azaltmama sebep oluyordu. Ama yine de bunu görmüyordu gözüm. Asaf'a yine ve yeniden rezil olmuştum ve konuyu değiştirmek için kebapları araklamıştım.
Bir elim eşofmanın belini sıkıca tutarken diğer elim ise kebap poşetine tutunuyordu. Hayır anlamıyordum benim kaderimde Asaf'a rezil olmak mı yazıyordu? Bir değil iki değildi. Artık ben rezil olmaktan yorulmuştum ama hayat beni rezil etmekten yorulmamıştı. Bu gidişle ben 70 yaşına gelsem de bu adama rezil olurdum. O zaman da kesin takma dişlerim ağzımdan düşerdi. Bendeki bu şansla hayatım boyunca Asaf'a rezil olurdum.
Adımlarım daha da hızlanırken biraz sonra belimde kaslı kollarının sıkı tutuşunu hissettim. Belimdeki kuvvet ayaklarımın yerle bağlantısını keserken dudaklarımdan şaşkınlık dolu bir çığlık firar etti.
Dizlerim otomatik olarak bükülürken ben ne olduğunu anlamadan kendimi yavaşça yere uzandırılırken buldum. Gözlerim şaşkınlığın yüklüyle kocaman açılırken üstüme doğru uzanmasıyla ve bedenini bedenime usul usul yaslamasıyla başım anında yana döndü. Ama gözlerimin karşılaştığı, panikle bir tarafa fırlattığım kebap poşetiydi. Gördüğüm görüntüyle yüzüm düştü. Çünkü o yüce kebapın yeri, yer değil benim midemdi.
Üstüme uzanan Asaf'ın nefeslerini tenimde hissetmemle nefesim kesildi sandım. Sıcacık ama ferah nefesi tenimi usulca okşadı. Gözümün önünde her şey toz duman olurken derin bir nefesi doldurdum ciğerlerime. Bu yaptığımla göğüslerim inip kalkarken bedenini daha fazla yasladı bedenime.
"Mahalleye adımı atmadan önce" diye fısıldadı. Dudakları usulca yanaklarıma yaklaşırken, nefesinin tüy dokunuşu gibi olan varlığı daha da yaslandı tenime. "Kendime bir söz verdim"
Gözlerimi sımsıkı kapatıp nefesinin tenimde süzülmesini daha fazla hissetmek istedim. Şu an sadece onu görüyordu gözlerim. Onun dışında her şeye kördüm. Sadece onun varlığı vardı zihnimde. Sadece anı, onu yaşamak istiyordum.
"Bütün sözlerim, bütün yeminlerim" diye fısıldadı burnu yanağıma değince hafifçe aşağı doğru sürttü. "Senin nefesin,kokun yüzünden bozuluyor"
Kalbim bu sözüyle göğüs kafesime güçlü bir tekme attı sanki. İçimdeki kelebekler kıpır kıpır olurken, nefesim daha da kesildi sanki. Uzun zamandır nefessiz kalmış gibi hissettim. Ama uzun zamandır nefessiz kalmamıştım, sevgisiz kalmıştım.
Dudaklarının tatlı baskısını hissettim yanaklarımda. Burnundan derin nefesler alırken dudakları yavaşça geziniyordu yanaklarımda. Dudakları, öpüşü oldukça yumuşak, oldukça şefkatliydi. Sanki tenimi aşkına vurgun, öpücüklerine bağımlı etmekti amacı. Bu hisler beni bayram gününü yaşayan bir çocuk gibi sevindiriyordu. Eğer bu anın büyüsüne kapılmayıp, aramızdaki yoğun çekimin esiri olmasaydım, deli gibi aralıksız kahkaha atardım. İliklerime kadar onun sevgisini hissettiğim en özel andı bu.
Biraz sonra dayanamıyormuş gibi elini çeneme atıp, yüzümü kendine doğru çevirdi. Gözlerim beklemediğim bu haraketiyle aralanırken, derince yutkundum. Şaşkınlık ve telaş dolu bakışlarım gezindi suratında. Eğilip dudaklarını yavaşça dudaklarıma yaklaştırırken kalbim bir yarış atıymışçasına dört nala koştu. Damarlarımdaki kana, heyecan karışırken, bedenim beklentiyle kasıldı.
Dudakları dudaklarıma ilk değdiğinde bedenim hafifçe titredi. Gözlerim daha da büyürken o yavaşça sürttü dudaklarıma dudaklarını. Hafifti baskısı, okşar gibiydi. Bu durum bile aklımın başımdan uçmasına sebep oldu. "En güzel günah sensin" diye fısıldadı dudakları dudaklarımı sahiplenmeden hemen önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİDE
Teen FictionAşkı yanlış kişide bulmuştum. Yaptığım hatalar onu bana beni ona itmişti. Hataydı. Yanlıştı. O abimin en yakın arkadaşıydı. Onu abim gibi görmeliydim. Ama neden göremiyordum. Neden onun da beni kardeşi gibi görmesini istemiyordum. Neden kalbim am...