Bölüm 50

29.6K 1K 1.3K
                                    

Medya= Havana ft Yaar : Big Love 🖤

Nefes alışverişlerim hızlanırken kalbim yokuş aşağı depar atıyor gibi hissettim. İçimde kopan fırtınalar onun bir bakışıyla dinginliğe dönüşürken gözlerimi içinde kaybolduğum elalardan sakınmak istedim.

Gözlerine bakmamalıydım. Gözlerine bakarsam yumşardım. Gözlerindeki o tarfi zor hissi görürsem içimde bir şey oluk oluk akardı.

Gözlerim yerdeyken çenemi tek eliyle kaldırıp gözlerimizi birleştirdi. Kaşları oldukça çatıktı. Gözleri hafifçe kızarmıştı. Gözlerinde yoğun bir öfke, yoğun bir kıskançlık, yoğun bir kaybetme telaşı  görüyordum.

"Ne işi vardı o Nihat'ın sizin başınızda?" diye ters ters söylendi.

Ağzım şaşkınlıkla aralanırken gözlerim de ağzıma eşlik edip kocaman açıldılar. Ciddiyetinden emin olmak ister gibi baktım gözlerine. Ciddi ifadesi beni daha da şaşırttı.

"Sanane!" diye tersledim.

Dişlerini sıktı. Kaşlarını daha da çattı. "Şuara!" diye mırıldandı ters ters. "Ne işi vardı o itin başınızda?"

Bunların kendi halinde gayet iyi, kendi kendine  masum hisler besleyen biriyle dertleri neydi? Adamın şimdiye kadar ters hiç bir haraketi olmamıştı. Cangül abla dışında kimseye de bakmamıştı. Tabi Cangül abla nişanlanınca ona da bakmayı kesmişti. O kadar iyi bir adamdı.

"Doğru konuş" diye söylendim büyük bir öfkeyle süslenen sesimle.

Zaten ona yeterince gıcıktım. Zaten beni yeterince kırmıştı. Bir de hiçbir şey olmamış gibi hesap mı soruyordu.

"Sen bana hesap mı soruyorsun?" diye çıkıştım. Öfkem bir alev topu olmuş beni cayır cayır yakıyordu sanki. "Senin bana karışmaya ne hakkın var?"

Gözlerini gözlerimden ayırmazken  dilimin ayarı kaçmıştı bile. Şu durumda bana hesap sorması beni büyük bir öfkeye sürüklemişti.

"Çık git karşımdan"  diye bağırmaya yakın bir sesle konuştum. "Bir kaç gün gözüm görmesin seni"

Elini duvardan çekerken gözlerinde kısa süreli bir yıkım görsem de güçlü duruşunu bozmadı. Gözlerini kapatıp açtı.

"Tamam" dedi güçlü  bir sesle. "Her şey senin istediğin gibi olsun.

Boğazımda bir yük , burnumda bir sızlama hissettim. Gözlerinde yoğun bir kıskançlık , yoğun bir kaybetme korkusu görmüştüm.  Ama şimdi sadece boş bir bakış vardı. Derin bir çukura gömüp, gizlediği duygularını görmek isterdim. 

Hiçbir şey söylemedi. Sadece başını salladı.  Yavaşça bana arkasını döndü. Sonra hiç arkasına bakmadan gitti.

Kalbimde hissettiğim yükü taşıyamayacağımı hissediyordum. Bacaklarım resmen boşalmıştı. Arkamı duvara dayayıp nefeslendim. Derin nefesler aldım.

Gücüm tükenmiş gibi hissediyordum. Elimi çırpınmakta olan kalbime attım.  Canım yanıyordu. Gözlerinde çırpınmakta olan inancı kırmıştım.

İç çektim. Sadece kıskanmıştı. 'Cangül ablaya selam vermeye gelmiş' diye açıklasam ne vardı?

Nihat abinin Cangül ablayı sevdiğini bilmiyordu ki o. Şunun şurasında iki yıldır mahalledeydi.

Suçlu hissediyordum. Hiç olmadığım kadar suçlu. Bir açıklama yapmak bu kadar zor muydu? Onun yerinde ben olsam kıskançlıktan çatlar , ona bütün öfkemi kusardım.

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin