Medya= TNK: Yine Yazı Bekleriz 🖤🖤
Hastaneye nasıl geldiğini bilmiyordu genç adam. Eli ayağı titriyor kalbinde derin bir sızı hissediyordu.
"Senin kanına ihtiyacımız olmasaydı aramazdım bile" demişti kadın.
Sinir olmuştu. İçi öfkeyle dolmuştu. Ne demekti bu? Oğlu onun için değersiz miydi ki bir haber ona çok görülüyordu?
Koridorda bir köşede duran kadını görür görmez sert adımları orayı buldu. Kadın onun öfkeli olduğunu anladığı için ses etmiyordu ama ondan ürktüğü belliydi.
"Nasıl oldu bu?" dedi sert sesi.
Bağırmıyordu ama sesi oldukça ürkütücüydü. Genç kadının ağlamaktan kızaran gözleri sanki göz yaşı akıtmaya doymamış gibi tekrar doldu. "Önce kan ver" diye mırıldandı titrek sesiyle.
Oğlu kan grubunu bile ondan almıştı. İlk başta şüphe etmiş bir kaç hastaneye DNA testi yaptırmıştı. Hepsinde de sonuç değişmemişti. Her şeyiyle onun oğluydu. Kanıyla canıyla.
Test sonuçları pozitif çıkınca yüreği sızlamıştı. Yeni doğmuş minicik bebeğin kolları delik deşik olmuştu. Bembeyaz pumuk kolları koklaya koklaya öpmüştü genç adam. Yüreğini yoğun bir vicdan azabı sarmıştı. Hayatında hiç o kadar ağır vicdan azabı yaşadığını hatırlamıyordu.
Ama bugün,yaşadığı vicdan azabı o günün yanında bir hiçti. Genç kadının ve hemşirenin yönlendirmesiyle kan vermeye gitmiş başında dikilen genç hemşireye çocuğun durumunu sormuştu.
Aldığı cevap çok ağırdı. Küçücük bedenini daha doya doya saramamış, koklayamamışken tabuta koyma düşüncesi içinde zelzeleler oluşmasını sağlamıştı. Sızlayan kalbine elini yasladı. Dudukları bir duayı serbest bıraktı.
"Benim canımdan al ona ver Allah'ım"
°
Kan verir vermez köşede ağlayan kadının yanına gidip kollarını sıkıca kavradı. Kadının bu sert tutuşla canı yanmış yüzünü buruşturmuştu.
"Söyle bana, ona ne oldu?" diye tane tane sordu.
Kadın ıslak kirpiklerini kırpıştırdı. "Sakin ol" diye mırıldandı.
Kadının kollarını bırakıp saçlarını sertçe çekiştirdi. "Lan nasıl sakin olayım!" diye bağırdı. "Ne oldu lan ona, söyle ne oldu?"
Biraz sonra omzunda bir el hissetti. "Sakin ol Asaf" diye mırıldandı eski dostu Ercüment.
Öfkeden ve acıdan gözü onu bile görmemişti. Ne zaman gelmişti bu?
Diğer tarafta da Ercüment'in sevgilisi Filiz vardı. Serap'ın yanına gelmiş omzunu destek olurcasına tutuyordu. Ama Asaf'a kinle bakıyordu.
"Nasıl oldu?" diye mırıldandı Asaf dişlerini sıka sıka.
Serap gözlerini kaçırdı. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "İşe gitmiştim " diye mırıldandı boğuk bir sesle. Gözleri hızla dolarken yutkunup yaşları geri yollamaya çalışsa da çabası boşunaydı. "Geldiğimde kanlar içinde" bir hıçkırıkla sözü kesildi. "Kanlar içinde yerde yatıyordu"
Asaf hızla arkasında duran duvara yumruğunu geçirdi. "Siktiğimin evinde ondan başka kimse yok muydu?" diye bağırdı büyük bir öfkeyle.
Başını iki yana salladı genç kadın. Asaf'ın öfkeden gözü dönerken kolunu sertçe tutup kadını kendine doğru çekip gözlerini aça aça bağırdı. "Bu nasıl iş lan bu nasıl iş ?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİDE
Teen FictionAşkı yanlış kişide bulmuştum. Yaptığım hatalar onu bana beni ona itmişti. Hataydı. Yanlıştı. O abimin en yakın arkadaşıydı. Onu abim gibi görmeliydim. Ama neden göremiyordum. Neden onun da beni kardeşi gibi görmesini istemiyordum. Neden kalbim am...