Medya =Can Ozan:Sar bu şehri 🖤
Güneşi ararken peşini bırakmaz ay
°
"Artık bizden vazgeçmeyelim"
"Artık bizden vazgeçmeyelim"
"Artık bizden vazgeçmeyelim"
Bu cümle defalarca beynimi turlarken ben sadece kendimi kaybetmiştim. Onun sıcak nefesi omzumdaki eli kim olduğumu unutturmuştu bana.
Geri çekilmesiyle derin bir nefes aldım. Sanki az önce aldığım nefesler akciğerlerimi tatmin etmemişti. Yavaşça arkamı dönüp yüzüne baktım.
Utançla gözlerimi kaçırdım. "T-tamam" derin bir nefes alıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Sonra gözlerimi tekrar açıp onun elalarına diktim. "Tamam ama şimdi git lütfen" panikle salona doğru baktım. "Biri görmesin"
Başını salladı. Arkasını dönüp adımlamaya başladı. Kolunu tutup onu durdurdum. Neden yaptığımı anlamadığı için şaşkınlıkla baktı gözlerime.
"Şey" diye fısıldadım. İşaret parmağımla mutfak kapısını gösterirken. "Önden ben gideyim nolur nolmaz"
Başını salladı. Ben önden gidiyordum o da peşimden geliyordu. Şu an diken üstündeydim. Onun varlığını arkamda hissetmek kalbimi heyecandan patlatacak gibiydi. Hem de birisi gelir bizi evde yalnız görür diye korkuyordum.
Yavaşça dış kapıyı açıp etrafa baktım. Meryem teyze pencere kenarındaki çiçekleri suluyordu. Sulaması bitince içeriye geçti. Bir kaç dakika bekledim. Artık kimse yoktu. Ona çıkması için işaret verdim.
Yanımdan geçip dış kapının önünde durdu. "Yarın?" dedi sorar gibi.
Utançtan kaldıramadığım başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. "Yarın"
Başını sallayıp yürümeye başladı. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım ve dudaklarımı zorlayan tebessümü dışarıya saldım. O giderken son duyduğum onun mutlulukla çaldığı ıslığıydı.
°
Akşam yemeği yapılmış ve hep beraber masadaydık. Aslında ben yemeğe katılmazdım ama halama ayıp etmek istememiştim. Tabi babamın, abimin suratına bakmamıştım hiç.
Abim kaşığını attığı kuru fasulyeyi karıştırken sordu. "Ee hala?" . Dalgınlıkla karıştırıyordu fasulyeyi. Yemek niyeti değilmiş gibiydi daha çok oynuyor gibiydi. "Ne zaman döneceksin köye?"
Halam yemeğe bakmak için eğdiği başını hızla kaldırdı. Alaylı bir şekilde söylendi. "Pek bir ister gibisin gitmemi?"
Sonra abimi hiç umursamayarak kaşığını daldırdığı pilavı ağzına attı. Babam sert bir şekilde abime bakıp azarlar tonda konuştu. "Önder!" elini masaya hafifçe vurdu. Normalde daha sert vururdu ama halam burda olduğu için ve ona saygısızlık yapmamak istediği için daha hafif vurmuştu. "Saygısızlık yapma!"
Abim başını sadece karıştırdığı tabaktan kaldırmadan konuştu. "Bugün n'oldu biliyor musun baba?"
Babam n'oldu dercesine başını salladı. Abim başını tabaktan kaldıramadığı için onun bu hareketini görmemişti. O yüzden babam sesli bir şekilde dile getirdi bu merakını. "N'oldu?"
Abim başını kaldırıp gözlerini halamın gözlerine dikti. "Halam anlatsın"
Babam sert bir şekilde abimin ensesine okkalı bir şekilde vurdu. "Dik dik bakma ablama!"
Abime içim parçalanmıştı. Ne yaparsa yapsın o benim abimdi ve ister istemez onu için üzülüyordum. Babam abime sevgisini gösterdiği gibi gazabını da gösterirdi. Abim çok dayak yemişti babamdan. Hatta bir keresinde abim sigara içti diye onu öyle dövmüş öyle dövmüştü ki abim bir hafta yataktan çıkmamıştı. O gün ne kadar ağladığımızı hiç unutamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİDE
Teen FictionAşkı yanlış kişide bulmuştum. Yaptığım hatalar onu bana beni ona itmişti. Hataydı. Yanlıştı. O abimin en yakın arkadaşıydı. Onu abim gibi görmeliydim. Ama neden göremiyordum. Neden onun da beni kardeşi gibi görmesini istemiyordum. Neden kalbim am...