Bölüm 24

49.3K 1.6K 885
                                    


Medya =Darshan Raval : Main Woh Chaand❤️

Hapsediyor beni kalbimin parmaklıkları 
Tıpkı kafesteki bir kuş gibi

Tırnaklarımı yiyor boş bakışlarımla duvara bakıyordum. Ne yapmalıydım?Bugünü abime ya da Asaf abiye anlatmalı mıydım?

Biliyordum eğer anlatırsam yer yerinden oynar ortalık bir daha düzelmeyecek şekilde karışırdı. Ve bütün bu karmaşanın faturası bana kesilir günah keçisi ben olurdum.

Çekiştiriğim tırnağı çektim ve ağzıma gelen parçayı hırsla tükürdüm. Yaptığım iğrençti ama sinirlerim bozulmuştu.

Elimi Ağzımdan uzaklaştırıp gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Peşimi bırakmayacaktı. Kendi ağzıyla demişti. Kaderimde kara yazı hayatıma kocaman bir leke olacaktı.

Gözlerime biriken gözyaşlarını gözlerimi defalarca kırpıştırarak def ettim. Güçlü olmalıydım. Kendimi korumak için abime ya da bir başkasına ihtiyacım yoktu. Ben yalnızken de güçlüydüm.

Bir daha karşıma çıkarsa ona haddini bildirecektim. Yapacaktım. Saf ya da salak değildim. Ezik ya da gariban değildim. Güçlüydüm sadece kendime inanmam gerekiyordu.

°

Hafta bitmiş okulum başlamıştı. Okulda iyiydim ve kızlarla sıkıntımı unutup gülebiliyordum. Seda zengin hatta oldukça zengin bir sevgili bulmuş onunla yaptığı kaçamakları bize anlatıp bizi kahkahalara boğuyordu.

Adam çok zengindi baya zengindi ve Seda'yı lüks yerlere götürüyordu. Seda ise kendini rezil etmemek için üstün çaba harcıyordu. Adam Seda'dan 10 - 15 yaş büyüktü. Seda' yı defalarca adamın onu kullanabileceği konusunda uyarmıştık. Ama o bizi dinlemiyor aksine kendinin adamı kullandığını iddia ediyordu.

Ben ise bu süre zarfında eve gelirsem kendimi odaya kapatıyor evden kimseyle muhattab olmuyordum. Akşam ailecek yenilen akşam yemeklerine bile katılmıyordum. Annem odama tepsi getiriyordu ama elimi bile sürmüyordum tepsiye.

Babamın bir kaç kere anneme bana tepsi getirdiği için kızdığını bana hizmet etmemesi gerektiğini hizmetçilik yapması gereken kişinin ben olduğumu söylediğini işitmiştim. Ama ısrarla yemeklere inmiyordum.

Babam onlarla konuşmamamı umursamasa annem ve abim tam tersiydi. Annem ısrarla odama geliyor benimle konuşmaya çalışıyor ve soğuk tavırlarımdan sonra pişman olup geri gidiyordu.

Abim ise bana sürekli hediye veriyor, Almasam bile çalışma masamın üzerine bırakıyordu. Ya da çikolata, dondurma alıp gölümü almaya çalışıyordu. Buna rağmen onunla da konuşmuyor yüzüne bile bakmıyordum.

Ayfer'le kavgamdan bana ödül kalan dudağımın kenarındaki yara ve elimin üzerindeki tırnak izleri hemen hemen iyileşmişti ve ailemin görmemesi için üstün bir çaba sarf etmeme gerek bile kalmamıştı.

Okulumun ilk haftası böyle geçmişti ve bugün cumartesiydi. Tatilimdi. Ve ben doyasıya uyuyup dinlenebilecektim. Çünkü bu dönem baya hızlı başlamıştık. Hocalar kendimizi artık geliştirmemiz gerektiğini bilgiye her zaman aç olmamız gerektiğini söyleyip bizi çok yoruyorlardı.

Ve ben bu bir haftada on yıl yaşlanmıştım yorgunluktan.

Ben uykumla aşk yaşarken yavaşça dürtüldüm. Sinirle inleyip başıma kadar çektiğim battaniyeyi indirdim. Ve beni uyandıran kişiyle göz göze geldim.

Hayat her zamana hayal ettiğin gibi olmuyordu maalesef. Oysa ben öğlene kadar uyumayı hayal etmiştim.

Annem bana bakıp gülümsedi. "Kalk kız"

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin