"Elleme! O benim en sevdiyim oyuncayım!
Jimin yerde otururken hemen karşısında oturmuş oyuncaklarıyla oynamak isteyen Taehyung'u azarladı. Jimin'un en sevdiği renk sarıydı ve bu kediye benzeyen garip şeyin sarı saçlar ve sarı tüyleri vardı. Bu yüzden Jimin onu kıskanmış ve hiç hoşlanmamıştı.
Taehyung üzüntüyle kulaklarını geriye yatırıp bu sefer bacağının hemen yanındaki legolardan birini almak için uzandı.
"Elleme! Onlayı bana Jungkook dayım yeni aldı."
Jimin hırsla yerden kalkıp tombul bacakları ve ellerinin izin verdiği hızla Taehyung'un önündeki bütün legoları topladı.
"Taehyung hangisini alacak? Mrrhh~"
Jimin omuz silkip kafasını iki yana salladı ve başının üzerinde toplanarak palmiye ağacı gibi açılmış saçları uçuştu.
Jimin saçlarını kestirmekten korktuğu için annesi ancak fazlaca uzadığında kestiriyordu.
Bu yüzden her zaman saçları alnına dökülüp gözlerini kapatmaması için başının üzerinde toplu halde olurdu."Hiçbiyini! Git buyadan seni istemiyolum."
Taehyung kaşlarını çatıp yerden kalktı ve giderken de Jimin'in arkadasında duran oyuncak bebeğin kafasını ezmeyi unutmadı.
~~~~
Taehyung, Mutfakta atıştırmalık bir şeyler hazırlayan Jungkook'un arkasında durup bir süre geniş omzuna baktıktan sonra küçük kollarını beline doladı ve tombul yanağını sırtına dayadı.
"Miyaav~"
Jungkook önce irkilse de belindeki cılız kollara baktıktan sonra kolunu kaldırıp omzunun altından Taehyung'un sevimli yüzüne baktı.
Omzunun üzerinden baktığında göremeyeği kadar kısaydı çünkü."Ne yapıyorsun?"
Taehyung bakışlarını Jungkook'a çevirip kulaklarını geriye yatırdı.
"Küçük, şişko insan yavrusu Taehyung'a git dedi Mrrhh~"
Jungkook tam gülecekken dudaklarını birbirine bastırdı ve belindeki kolları ayırıp Taehyung'a döndü.
"Jimin'den mi bahsediyorsun?"
Taehyung omuz silkti ve tekrar Jungkook'un beline sarıldı.
Başını geriye atıp aşağıdan Jungkook'un yüzüne bakarken iri, sarı gözlerini daha da irileştirerek dudaklarını büzdü."H-hey bana öyle bakma."
Jungkook ensesindeki saçlarını karıştırırken söyledi.Çok sevimli görünüyordu ve Jungkook ona yüz verirse söz dinletemeyeceğinden emindi. Şimdi bile oldukça şımarıktı.
"Mrrhh.... Taehyung da istiyor."
"Ne istiyorsun?"
Jungkook'u çekiştirip salona getirdiğinde Jimin'in önündekileri ve saçındaki tokayı gösterdi.
Jimin duyduğu ayak sesleri ile arkasına döndüğünde dayısının koluna sımsıkı sarılmış Taehyung'u görünce gözlerini kıstı.
"Benim! Elleme kötü kedi!" Jungkook, Jimin'in dayısıydı Taehyung'un değil.
Yerden kalkıp koşarak Jungkook'un bacağına sarılmadan önce elindeki oyuncağı Taehyung'a fırlattı.
Taehyung yanağına çarpan lego parçası yüzünden kirpiklerini kırpıştırıp kuyruğunu hızlıca Jimin'in koluna savurdu.
"Tanrım! Ne yapıyorsunuz siz?" Bir kolunun altına Jimin'i, diğerine Taehyung'u alıp mutfağa yürüdü. Yürürken konuşuyordu.
"Bu yaptığını annene söyleyeceğim Jimin. Ve seni bir daha merkeze, polislerin yanına götürmüyorum."
Jimin'in gözleri dolarken ağlamaya başladı.
"Hayıy! Biy daha yapmayacayım üzgünüm yütfen!""Arkadaşlarına zarar veren, yaramaz bir çocuk olmayı bıraktığında belki."
O sırada Taehyung, Jungkook'un kemer tokasının parlak demiriyle oynuyordu.
"Mrrhh~"
Elma yanaklarına, sulu kocaman gözlerine bakn, çok şirin.( ꈍᴗꈍ)