"Ahh... İnan bu düşüncen beni çok mutlu etti Jin. Sehun'u barınağa vermek istemiyordum fakat yapabilecek başka bir şeyim yoktu."
Jungkook, söyledikten sonra karşısında oturan komşusuna gülümsedi.Jungkook ve Taehyung daha kahvaltı faslını bitirmeden önce kapı çalmıştı. Gelen Jin ve misafir ettiği Melez Sehun'du.
Önemli bir şey konuşmak istediğini söylemişti.Taehyung'un mutfakta kalması için Jungkook, hızlıca küçük tavada sosis kızartmıstı.
Böylelikle küçük olan onları Sehun'a kaptırmayı göze alamadığı için Jungkook ve Jin'i rahat bırakmıştı.
Sehun ise Jaehyun'un kızarttığı ekmeklerin üzerine reçel sürüp yemekle meşguldü.
Neyse ki Taehyug, reçel sevmiyordu."Şey.. aslında bunu bana Sehun dün gece söyledi. Aksi halde çoktan seninle bunu konuşmuş olurdum. Yine de son güne kaldığı için üzgünüm. Umarım sana sorun çıkarmamışımdır."
Jin dizleri üzerinde birleştirdiği ellerinin parmakları ile oynarken söylendi."Ahh. Kesinlikle sorun çıkarmadın. Söyledim ya bunu duyduğuma çok mutlu oldum. Hem yan evde oturuyorsun, Sehun'da buraya istediği zaman gelebilir."
Jin, çekingen bir tavırla gülümsedi ve bakışlarını kaçırdı.
"O halde biz gidelim mi? Geldiğimizde Taehyung doktora gideceğiniz hakkında bir şeyler söylüyordu.""Ah evet! Taehyung'un doktora görünmesi gerekiyor."
"Umarım bir şeyi yoktur, geçmiş olsun."
Endişeli bir ses tonu ile söylendi Jin."Merak etme önemli bir şey değil. Hem sonuçtan haberiniz olur zaten öyle değil mi?"
İkisi konuşmaya devam ederken Taehyung çoktan sosisleri bitirmişti ve Jungkook'u bulmak için mutfaktan ayrılmıştı. Yemeği ve özelikle de sosisi çok sevse de Jungkook'u da seviyordu.
Komşunun Jungkook'u almasına izin vermezdi."Mrrhhh~"
Salondaki tekli koltuklardan birinde oturan Jungkook'u gördüğünde hızlı adımlarla oraya yürüdü ve onun kucağına tırmandı.
"Miyaav~"
Başını çevirip omzunun arkasından Jin'e baktı.
"Jungkook çok birsürü güzel Taehyung'un, komşunun değil!""Ahh.. elbette senin. Onu almak için gelmedim, korkma ufaklık."
Taehyung yeniden Jungkook'a döndü ve tombul yanağını onun geniş ve kaslı göğsüne yasladı.
Jungkook, yukarıdan ona baktığında göğsüne yayılan tombul yanağının ve büzülmüş pembe dudaklarının çok sevimli göründüğü düşündü."Jin, Sehun'u götürmeye geldi Taehyung. Onun gitmesini istiyordun öyle değil mi?"
Taehyung başını yaslandığı göğüsten ayırdı ve kısa bir süre düşündü.
"Mmrrhh~~"
Küçük ellerinden birini kaldırıp, tatlı işaret parmağı ile büzülmüş dudağına dokundu.
"Kötü kedi bir daha gelmesin mi? Artık komşunun kedisi mi oldu? M-miyaav~"Başını çevirip omzunun arkasından yeniden Jin'e baktı. Üzgün görünüyordu.
"Kötü kedi senin değil! Onun evi var Mrrhh!""Sehun'un evi artık benim evim ufaklık. Neden kızdın?"
Taehyung önüne dönüp başını geriye attı ve aşağıdan Jungkook'un yakışıklı yüzüne baktı.
Kocaman, güzel gözleri dolmuş ve gür kirpikleri ıslanmıştı.
"Kötü kedi evine gitsin, komşu onu almasın!"
Titreyen dudaklarını birbirine bastırdı.
Kötü kedi'nin artık Komşu'ya ait olmasını istemiyordu. Çünkü kötü kedi, eski evine giderse Jungkook onu yeniden getirebilirdi."M-miyaav~"
Biraz önce mutfakta kızarmış sosislerini yerken Sehun'a doktora gideceklerini ve içinde kaç tane bebek olduğunu öğreneceklerini söylemişti.
Bebeğini Sehun'a göstermek istiyordu çünkü Sehun'un yoktu.
Sadece çok birsürü güzel Taehyung'un bebeği vardı."Ahh üzgünüm Jungkook. Onu ağlatmak istememiştim. Sehun'u görmeye istediğin zaman gelebilirsin ufaklık. Hemen yan evde olacağız ve istersen onu buraya getiririm."
Taehyung duyduğu şey ile ağlamayı kesti ve yeniden Jin'e baktı.
"Kötü kedi yine gelebilir mi? Mrrhh!""Evet, onu getireceğim. Ağlamana gerek yok. Uzağa gitmiyoruz."
Taehyung, tişörtünün göz yaşları ile ıslanmasını umursamadan yeniden yanağını Jungkook'un göğsüne koydu.
"Mmrrhhh~"Taehyung'un bebeklerinden birinin tüyleri, sevmediği herhangi bir renkte olmuştur;