"Çok birsürü fazla güzel Taehyung biliyor!"
Taehyung, süslediği pofuduk kuyruğunu sallayarak salonda dolanıp duruyordu. Jungkook işe gitmişti, o geldiğinde birlikte düğünde giyecekleri takımlara bakmaya gideceklerdi. Taehyung ufak olduğu için ona özel olarak diktirmeyi düşünüyordu Jungkook. Fakat bilmediği bir şey vardı, o güzel ve süslü gelinlikler varken Taehyung asla düz ve sade takımlardan birini giymezdi.
Jaehyun derin bir nefes aldı ve koltukların ortasındaki boş alanda, minderlerin üzerinde oynayan bebeklerin yanına oturdu. Sabahtan beri bir şeyler anlatıp duran ve oturmayan Taehyung rahatsız ediciydi.
"Hayır bilmiyorsun ufaklık. Boşuna bu kadar seviniyorsun, düğünler hiç eğlenceli değildir."Taehyung döndü ve çatık kaşları eşliğinde Jaehyun'a bakarken miyavladı.
"Misafir eğlenceli olmak bilmez! Çok birsürü uslu Taehyung biliyor. Mrrhh~""Hadi ya öyle mi? Daha evlenmek ne demek onu bile bildiğinden emin değilim. Çok bilmiş şımarık pisi."
Taehyung ona cevap verme gereği duymadı. Jungkook gelmeden önce saçlarını yeniden taramalıydı. Taehyung biliyordu. Evlenmek demek artık Baba Jungkook sadece ve sadece kendisine ait olacak demekti. Belki de işe gitmesine gerek kalmazdı ve Taehyung ile daha fazla ilgilenebilirdi! Jaehyun ve Jungkook ile birlikte izledikleri filmlerden birinde görmüştü. Evlenen, âşık karakterlerden biri diğerine artık benimsin demişti.
Bebeklerinin yanına gidip dördünü de sevdikten sonra keyifle yatak odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.
Jaehyun, melezin arkasından öylece baktı. Bazen onun neler düşündüğünü çok merak ediyordu. Yaptığı şeylere anlam veremiyordu.
Jungkook birkaç gün önce ona evlenme teklifi etmişti. Taehyung'un bu konu hakkında bir şey bilmediğini ve gereksiz olacağını düşünse de Jungkook onunla dışarıda güzel bir gün geçirdikten sonra teklifte bulunmuştu. Jungkook'a göre Taehyung'da böyle önemli bir şey için özel muameleyi hak ediyordu."Miyaav~"
Jaehyun, duyduğu kısık miyavlama ile daldığı düşüncelerden sıyrılıp önüne döndü.Yoongi'yi ağlamak üzere olan Yeonjun'un üzerinden aldı ve biraz uzağa bıraktı.
Fakat Yoongi, küçük bedenindeki eller çekilir çekilmez yeniden emekleyerek Yeonjun'a yöneldi. O küçük, yumuşak turuncu kulakları çekiştirmek çok eğlenceliydi."Ahh.. Seni serseri!"
Jaehyun Yoongi'yi tekrar yakaladı ve kucağına aldı.
"Bende senin yanaklarını ısırayım mı huh?"
Söyledikten sonra bebeğin tombul yanaklarını öptü ve acıtmayacak şekilde dişleri arasında ezdi. Bu Yoongi'nin gülmesine sebep oluyordu."Çok tatlısın."
Bebeği kucağına koydu ve yeni işaret parmağını minik ağzına koyup dişlemesine izin verdi.
Yoongi küçük elleriyle Jaehyu'un eline tutunmuşken iki küçük dişiyle ağzındaki parmağı ezmeye çalışıyordu.Jaehyun onun sevimli görüntüsüne iç çekti ve bakışlarını diğer bebeklerin üzerinde gezdirdi. Bedenleri gelişiyordu, tüylerinin gürleşmesi, dişlerinin çıkması gibi ama hala çok ufaklardı.
"Hepinizin de Taehyung gibi birer buçukluk olacağınızı düşünmeye başladım ufaklıklar."
Kendi kendine söylendi.O sırada Baekhyun, Jaehyun'un bacaklarına tutunarak ayağa kalktı ve küçük tombul eliyle Yoongi'nin yanağına ve omzuna vurdu.
"Miyav~"Yoongi yaramazlık yapmadan önce Jaehyun, Baekhyun ile oynuyordu. Amcasının onu bırakıp yine kendisini sevmesine ihtiyacı vardı.
"Miyaav~"
Kardeşleri hiç eğlenceli değillerdi.Jaehyun, boştaki eliyle Baekhyun'u aldı ve göğsüne yasladı.
"Tanrım.. neden birbirinize vuruyorsunuz siz? Gerçekten de bu eve bir bakıcı lazım."