Taehyung, küçük adımlarla bebeklerin kaldığı odaya giderken parmak uçlarında yürüyordu. Daha odaya girmemiş olsa bile ses yapıp uyanmalarına sebep olmak istemiyordu.
Odanın kapısına vardığında dikkatlice kapıyı araladı.Parmak uçlarında yükselip lambayı açtıktan sonra beşiğe yaklaştı.
Jungkook, Taehyung'un pijamalarını giydirdikten sonra duşa girmişti."Miyaav~"
Küçük ellerinden birini beşiğin içine uzatıp yan yana uyuyan dört ufaklığı da sırayla sevdi.
En sonda uyuyan siyah tüylere sahip bebeğin tatlı elinin üzerinde kendi parmaklarını gezdirirdi. "Mmrrhh~"
Beşiğe eğilip bebekleri öpebilecek kadar uzun değildi bu yüzden parmaklarıyla sevmekle yetiniyordu.O sırada uyanmış olan Yoongi, küçük elleriyle Taehyung'un parmaklarını tuttu ve gözlerini açıp etrafa bakındı. Tuttuğu elin sahibi göremediğinde oturmak için uzandığı yerde döndü. Minik bacakları ve ellerinden destek alarak beşiğin içinde oturdu.
Taehyung hareketli bebeği izlerken sarı kuyruğu arkasında keyifle sallanıyordu.
Uzandı ve oturan bebeği kucağına aldı. Onun ağlayıp diğer bebekleri uyandırmasını istemezdi. Yine parmak uçlarında yürüyerek odadan çıktı ve kapıyı yavaşça kapadı."Mmmrrhh~ Küçük güzel bebek neden uyumuyor?"
Kısık sesle söyledi ve eğilip Yoongi'nin tombul kollarını öptü. Tek koluyla ufaklığı tutarken boştaki elini kaldırdı ve onun sevimli minik burnunu ve dudaklarını sevdi.
Bebeğin sol yanağında bir şey fark ettiğinde eğildi ve iyice bakabilmek için Yoongi'yi göğsüne yasladı."MİYAAV!"
~~~~
"Hey tamam tamam sakin ol tatlım. Hiçbir şeyi yok bak canı yanmıyor."
Jungkook, Taehyung'un sesini duyduğunda pijamasının pantolonunu giymişti ve dolabından tişört seçmekle meşguldü.
Melezin sesini duyduğunda endişeyle odasından çıktmıştı."Hayır! Çok birsürü küçük güzel bebek acı oldu!"
Taehyung, sevimli gözlerindeki yaşlar yüzünden etrafı bulanık gördüğü için kirpiklerini kırpıştırarak görüşünü netleştirmeye çalıştı.Irene, Wonho ve Jaehyun'da uyanmıştı.
Jungkook, kucağına aldığı Taehyung'u sakinleştirmeye çalışırken derin bir nefes aldı.
"Ama ağlamıyor baksana bir şeyi yok."Taehyung, bebeği tutmadığı boştaki eliyle Jungkook'un omzuna vurdu ve kucağından inmeye çalıştı.
Jungkook, Taehyung'u kucağında tutmakta zorlanıyordu çünkü onunda kucağında Yoongi vardı. Bu yüzden itiraz etmeyip melezi yere indirdi."Miyaav! Baba Jungkook bilmez o doktor değil!
Taehyung, göğsüne yasladığı Yoongi'yi sıkıca tutarken boştaki elini kaldırdı ve hala akmakta olan göz yaşlarını sildi.Wonho, ufak tefek oğlana bakarken kollarını göğsünde birleştirdi. Bebeğin canının acığını söyleyip kendisi ağlıyordu. Büyük birkaç adımda Taehyung'un yanına vardı ve eğilip iri ellerini onun küçük dar omuzlarına koydu.
"O halde bizde doktor çağırırız, üzülme."Taehyung karşısında ki iri adama bakarken titreyen dudaklarını birbirine bastırdı ve hızlıca başını aşağı yukarı salladı. Doktor, küçük güzel bebeğine bakmalıydı.
Wonho gülümseyip ellerinden birini kaldırdı ve onun sarı saçlarını okşadı.
"O halde ağlamana gerek yok. Baksana bebek bile ağlamıyor."Taehyung göğsüne yasladığı Yoongi'yi kaldırdı ve onun tombul yanağında parmağını gezdirdi. Ardından başını kaldırıp tekrar Wonho'ya baktı.
"Ama Küçük güzel bebeğin burası acıyorsa? Bebek konuşmak bilmiyor o söyleyemez! Miyaav!"
Sesi hala titrek çıkıyordu ve yeniden ağlayacakmış gibiydi.Wonho yeniden gülümsedi ve Taehyung'un tatlı yanaklarına süzülen yaşları sildi.
"Acımadığına eminim. Yine de doktor çağıralım ve sende o sırada bebeğin karnını doyur. Bak acıkmış gibi görünüyor."
Kendi minicik parmaklarını emen Yoongi'yi gösterdi ve söyledi.Taehyung başını eğdi ve Yoongi'nin parmaklarını küçük ağzından çekti.
"Doktor çabuk gelsin!"