25.Bölüm

8.5K 594 595
                                    


İyi okumalar :)

"Vedat beye bunun özel bir seçim olduğunu ve bunu tek başıma yapmayacağımı söylerseniz sevinirim. Boşuna zahmet vermiş sizlere." Dila açılan çantalardan bir tanesini geri kapattı. Bunu yaparak aslında gitmelerini söylemeden göstermişti. Yekta kızının hareketine sevinerek sırıttı. Damarlarında Server kanı taşıdığını iyi belli ediyordu. Koluna yediği darbeyle karısına döndü. Gülmemesini işaret eden karısına omuz silkip mahçup olmuş olan çalışanlara baktı. Hepsi çantasını toplayıp yavaş yavaş salondan çıkıyorlardı.

"Ben geçireyim." Zühal, Dila'nın vermiş olduğu tepkinin şokunu atlattıktan sonra gitmekte olan insanların arkasından ilerledi. 
Dila ise kızgındı. Bu özel bir andı ve bunu tek başına yapmak istemiyordu. Vedat nasıl olurda bu kadar sorumsuz olabilirdi! Üstündeki pijamanın kollarını dirseklerine kadar sıyırdı ve yüzünden gülücükler açan babasına döndü. Mutluluğu gözlerinden bile okunuyordu.

"Düşüncesiz herif işte!" Yekta'nın keyfine yok diyecek kimse yoktu.

"Yeter artık Servan." Esin olayı kapatmak için araya girdi. Vedat'ın yaptığı jest güzeldi ama kızını da anlayabiliyordu. Tek başına seçmek istememesi gayet normaldi.

"Sen iyi yaptın kızım." Yekta keyifle tekli koltuğa oturup ayakta dikilen eşine ve kızlarına baktı yüzündeki gülümsemeyle.

Gelmekte olan Zühal ortamdaki gerginliğin gittiğini görünce rahatladı.

"Gittiler... yüzükler çok güzeldi ama keşke seçseydin bir tane." Zühal parlak olan her şeyi severdi. Az önceki yüzüklerin arasında beğendiği olmuştu.

"Evlilik teklifi yapılınca erkek genelde yüzük ile gelmesi gerekmiyor mu? Nasıl bir evlilik teklifi bu böyle? Boş boş teklif mi olur?" Yekta bacak bacak üstüne atıp sırtını rahatça koltuğa yasladı.

Ancak Dila babasının sorularıyla kızardı. Evlenme teklifini nasıl aldığını hatırladığında bakışlarını kaçırdı. Zühal'in kıkırdaması yüzünden utanıyordu da.

"Bence de bak mesela eniştem kurşunların arasında teklif etmişti. Vedat'ın ettiği biraz basit bir teklif olmuş bence." Zühal keyifle araya girip şakasına arkadaşına sataştı.

"Evet çok romantikti...telaşın arasında nasıl aklına geldiyse artık." Esin göz devirip ellerini göğsünde birleştirdi.

"Ben odama çıkıyorum. Hazırlanıp atölyeye gideceğim." Dila daha fazla dayanamamıştı bu muhabbetlere. Hazırlaması gereken elbiseler de vardı.

"Yarın gardını alıp gelsin malum karşısında biz olacağız."

Babasının söyledikleriyle arkasına döndü.
"Biz derken?" Babasından başka karşı çıkan yoktu ki!

Yekta ise eliyle odadakileri gösterdi.
"Annen, Zühal ve ben. Ayla şüpheli biraz ama ikna etmem zor değil." Yekta, kral edasıyla göğsünü kabartıp omuzlarını dikleştirdi. Zühal ellerini kaldırıp tarafını belli etmişti bile. Eniştesinin sözüne karşı çıkamazdı.

"Harika...gerçekten harika!" Sabır dileyerek merdivenlere çıktı. Buna da şükürdü çünkü beklediği kadar kötü bir cevap almamış ya da tepki görmemişti.

___

Vedat, telefonu kulağından uzaklaştırıp masanın üstüne attı. Her yaptığı hareket bu kadında ters tepiyordu. Hoşuna gitmemişti bu durum. Odanın içinde dört dönüp alnını sıkıntıyla ovaladı ve karşı camdan dışarıyı izledi. Ellerini arkasında birleştirip az önce telefonda konuşan adamın söylediklerini hatırlayınca sinirden güldü. Evlenmeyi kabul ettirmiş yüzük seçme işini yaptıramamıştı. Basit bir şekilde sadece yüzük seçecekti! Bunun ne özeli olabilirdi yalnız yapılamayacak kadar?

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin