43.Bölüm

6.2K 534 163
                                    



Nasılsınız? Beni soracak olursanız biraz şikayetçi ve yoğunum :(
DGS sınavım var ve ona çalışmam gerekiyor bu yüzden bölümleri anca yazıp atıyorum. Her gün bölüm atmamı bekliyorsunuz ama inanın çok yoğunum. Ayrıca haftada sadece bir gün bölüm attığımı söylemiştim. İstisna olarak peş peşe bölüm attığım oldu ama bunların hepsi geç attığım bölümlerini telafisiydi.  Şu yoğunluk sürecinde anlayış gösterin lütfen♥️

İyi okumalar:)

Bitki çayından küçük bir yudum alıp gazeteyi inceliyordu genç kadın. İki gün önce yaşananlardan dolayı haber yapılıp yapılmadığıydı gazetede merak ettiği. Sayfalara hızlıca göz gezdirirken son çevirdiği sayfada beklediği haberi görmüştü. Cevdet Günay cinayetle yargılanırken kazayla ilgili eski haber görsellerini de koymuşlardı. Dila gözlerini kısıp yüzünü buruştururken daha fazla yazılan yazıları okumak istemediğini fark etti. Satırları her okuduğunda yangının çıktığı günün gecesinde adamın perişan hali aklına geliyordu. Birkaç dakika önce eline aldığı gazeteyi katlayıp masaya bıraktı ve kupasına uzanıp çayından yudum aldı. Annesi yine güzel mi güzel bitki çayı hazırlamıştı.

"Kapı mı çaldı?" Annesinin sorusuyla bilmediğini belli ederek dudaklarını büzdü. Düşüncelere daldığı için kapı sesini duymamıştı eğer çaldıysa bile. Misafir beklemiyorlardı ve gelen kişinin kim olduğunu merak etmişti.

"Ayla git bak." Dila yanında oturan kardeşini dürtükledikten sonra oflayarak ayağa kalkan kardeşinin gidişini izledi. Saniyeler içinde Ayla'nın arkasından gelmekte olan Şeniz hanımı görünce oturuşunu düzeltti Dila. Kadının burada ne işi vardı?

"Şeniz hanım hoş geldiniz." Esin kadını karşılamak için ayağa kalkarken ilk tanıştıklarından bu yana ruhu ve bedeni çöken kadına baktı. Şeniz yaşına oranla çok güzel ve dinç bir kadınken şu an son derece bitik görünüyordu.

"Hoş buldum Esin hanım...merhaba Dila." Şeniz'in bakışları Esin'den Dila'ya kaymıştı. Dila kafasıyla kadını selamlarken, Şeniz'in oturması için annesinin gösterdiği koltuğa geçişini izledi.

"Sizi rahatsız ediyorum ama Dila ile konuşmam lazımdı." Şeniz huzursuzca yerinde kıpırdanırken Dila merakla kadının söyleceklerini bekledi. Kendisiyle konuşmasını gerektirecek konu neydi?

"Bir şey alır mıydınız?" Esin kadına ikram edecek seçenekleri aklından geçirirken Şeniz olumsuzca kafasını salladı. Bir şeyler içecek havasında değildi. Ki buraya da keyfine güzel bir sebeple gelmemişti.

"Sizi dinliyorum." Dila elindeki kupayı masaya bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi ve arkasına yaslandı.

"Şu son olaylardan sonra...insanların düşüncelerini tahmin edersiniz."dedikten sonra bakışlarını kaçırdı Şeniz. Elindeki çantasını koltuğun yanına koyarken söyleceklerini toparlamaya çalışıyordu.

"Ortak olduğumuz tüm şirketler teker teker bağlarını kestiler. Batma durumundayız ve bundan etkilenen sadece Günay şirketi değil. Aynı şekilde benim de işyerim batıyor." Şeniz daha bu sabah gelen haberleri tekrardan hatırladı. Neredeyse 4 ortaklığın hepsi bitmişti. O işyeri severek yaptığı tek işti. Onu da kaybederse ne yapardı?

"Mücevherlerin gösterisi sırasında tasarladığın kıyafetler Dubai'deki bir firma tarafından çok beğenilmiş. Seninle iş yaparsam...bizimle devam edeceklerini söylediler." Şeniz bakışlarını genç kadının yüzüne çevirdi. Şaşırdığı her halinden belli olan kadının mavi gözleri açılmış hayretle izliyordu.

"Eğer senin için de uygunsa benimle ortak iş yapmanı isteyecektim. Teklifimi kabul edersen eğer bana büyük bir yardımın dokunur." Şeniz derdini paylaşmış ve rahatlamıştı. Ancak Dila'nın tedirgin dolu bakışları kendisinden çekilip annesine dönmüştü. Şeniz, genç kızın aklını okumayı istedi. Şu an ne düşündüğünü merak ediyordu.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin