İYİ OKUMALAR :)
Elindeki kalemi sallamayı bırakıp projeksiyondaki tasarımlara baktı. Aklı o kadar çok dalgındı ki konuşulanları algılayamıyordu. Duvardaki saatin yelkovanları ve akrebi neden hiç oynamıyormuş gibi geliyordu? Zaman bir türlü geçmiyordu ve toplantıdan son derece sıkılmıştı.
"Tüm sunum bu kadar Vedat bey." Yavaş yavaş kelleşmeye başlayan çalışanının gülen yüzüne baktı boş bir şekilde. Kafasını sallayıp bitirdiğini belli ederken önündeki dosyanın kapağını kapattı.
"Yeteri kadar özenli bulmadım. Bugün iyice projenin üstünde durun ve yarın tekrardan bu konuyu masaya yatıralım." Çalışanlarından bakışlarını çekip masanın en uç köşesinde kendisini izleyen kadına baktı. Hande giydiği derin göğüs dekolteli bluz ile masadaki diğer erkeklerin gözünü şenlendirmiş nefeslerini kesmişti. Ama Vedat'ın ne gözü bayram etmişti ne de nefesi kesilmişti.
"İyi günler efendim." Masadan teker teker kalkıp hiden insanların arkasından bakarken Hande'nin hâlâ oturuyor oluşu ve sinirli hali hoşuna gitmemişti. Birazdan sorguya çekilcekti ve bunu hiç sevmezdi. Son kişinin de çıkmasıyla oturduğu sandalyeden yavaşça kalktı Vedat. Ceketinin önünü düzeltirken ayaklanan kadının kendisine doğru gelişini bakmadan görebiliyordu.
"Veliahtımızın sevgili haberleri yalan biliyorum." Hande kendinden emin bir şekilde konuşurken Vedat bir şey demedi. Telefonunu ve tabletini kılıfına koymakla meşguldü.
"O haberlerin yalan olduğunu biliyorum Vedat. Öyle biriyle sevgili olmazsın...olamazsın!" Tam dibinde girip dikilen kadının, koluna dokunmasıyla bakışlarını kaldırdı.
"Proje ile ilgili yeri görmeye sen gidebilir misin?" Konuyu değiştirmesi, bu durumu takmadığını gösteriyordu aslında ama Hande konuyu kapatmamaya kararlıydı.
"Vedat..." Hande koluna dokunduğu adamın yavaş yavaş omzuna tutunup okşamaya başladı.
"Seni istiyorum...seni hissetmek istiyorum." Hande'nin nefesi yüzüne çarparken kasıklarında dolanan el direncini kıracaktı.
"O kadın senin isteklerini, zevklerini karşılayamaz. Seni tatmin edemez ve doyuramaz." Hande kalçalarını masaya dayayıp kendisini adama daha çok bastırdı.
"Ama ben onu doyurabilirim." Vedat acımasızca kadının duygularını kırarken Hande'nin dolan gözlerine baktı. Üstünden eller hızlıca çekilmişti ve araya boşluk girmişti. Ne Hande bu cevabı bekliyordu ne de Vedat yalanını büyüteceğini. İlişkilerde ve cinsel hayatında sadece kendi zevkine bakardı. Kendisinin doruk noktasına ulaşmasından sonra karşısındaki kadının orgazm olup olmadığını takmazdı. Ama şimdi bu durumun tam tersini söylüyordu. Kendisini çok iyi tanıyan Hande'nin bu yalana inanacağını sanmamıştı ama beklemediği şekilde yalanı gerçekçi görünmüştü.
"Kaç gün sürecek çok merak ediyorum." Hande alayla sırıtırken tabletini alıp bir şey demeden giden adamın arkasından baktı. Canı o kadar çok yanıyordu ki ağlayıp bağırmak istiyordu. Akan tek damla göz yaşını hızlıca silip adamın arkasından ilerledi.
"Verecek cevabın yok mu?" Bağırmamaya dikkat ediyordu dikkatleri üzerine çekmemek için. Adamın uzun adamlarına yetişmek için dar etek tercih ettiği için pişman olmuştu.
"Misafirinizi odanıza aldım Vedat bey."
Vedat söylene söylene odasına doğru giderken sekreterinin dediklerini duymamıştı bile.
Sekreteri ise şaşkınca arkasından bakıyordu. Dikkate önem veren patronu kendisini duymamıştı bile. Ama kendisi görevini yapıp söylemişti değil mi? O yüzden sorun görmeden masasına geçip oturmasına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...
