Finale son 7
İyi okumalar :)
Evin kapısına ulaşmak için bahçe yolundan giden kadın sadece dün geceyi düşünüyordu.Dün yaşadığı güzel anıların kendisinde yeri çok farklıydı. Adamla beraber yaşadığı belkii de en güzel andı.
Beraber paylaştıkları bu an biraz olsun duyduğu kötü gerçekleri unutturmuştu. Şimdi ise gerçeklerle yüzleşmeye gidiyordu. Nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu.
Babasına son derece öfkeliydi. Annesine nasıl olur da böyle davranabilirdi?! Babasının ilk eşine benzediğini biliyordu annesinin ama dünkü tartışma konusunu ilk defa duyuyordu. Babasına öfkeliyken yalandan sevgi gösterisinde bulunamazdı.
"Dila...erkencisin." Esin, elindeki kahvaltılıkları masaya koyarken içeriye giren kızına gülümsedi. Eve erken geleceğini düşünmemişti ama kızı karşısındaydı. Ayrıca mutsuz ya da sinirli görünmüyordu.
"İki üç parça kıyafet almam lazım iş gezisi için."annesine cevap verirken etrafı tarafı gözleriyle. Babası ortalıklarda görünmüyorken hızlıca eşyalarını alıp gidebilirdi.
"Kahvaltı etmeden mi gideceksin?" Esin doğradığı salatanın parçasını alıp kızının dudaklarına götürdü. Dila itiraz etmeden salatayı yerken gözleriyle dışarıyı işaret etti.
"Dışarıda araba bekliyor anne. Yetişmemiz gerek yol uzun biraz."dedikten sonra ağzındaki salatayı yuttu. Vedat'ı dışarıda daha fazla bekletmek istemiyordu.
"Dila." Yekta aşağı indiğinde annesinin yanında ağzı dolu bir şekilde konuşmaya çalışan kızını fark edince üstünedeki kara bulutları hemen göndermişti.
Seslendiği kızının kendisine dönmesiyle gülümsemeye çalıştı. Ancak Dila saniyeler içinde bakışlarını geri çevirmiş ve annesine sessizce bir şeyler söylemişti."Günaydın herkese." Yanından geçip giden küçük kızının gelişi ile her iki kadın kocaman gülümsemişti Ayla'ya. Evde görünmez gibi hissediyordu Yekta.
"Baba niye orada dikiliyorsun? Gelsene masaya..." Ayla, ablasının ve annesinin yanağına öpücük kondurduktan sonra masaya geçmiş ve merdivende dikilen babasını fark etmişti. Yekta'yı tek fark eden insan Ayla'ydı şu an. Merdivenlerden inerken omuzları düşmüş, kara bulutlar üstüne yoğunlaşmıştı.
"Size afiyet olsun." Dila babasından tarafa bakmadan merdivenlere ilerledi ve odasına geçti. Eşyalarını almalı ve bir an önce arabaya binmeliydi. Yoksa babasının davranışlarına yumuşayacaktı. Bu şekil tavır almayı istemezdi ama babasının davranışları kendisini sarsmaya yetmişti. Gözünde harika olarak konumlandırdığı babasının zamanında bu kadar kötü davranmış olmasını bir türlü idrak edemiyordu. Aşk adamı sayılırdı babası. Hangi mantık annesine böyle davranmasını söylemişti babasına?
"Benimle konuşmayacak mı?" Yekta giden kızının arkasından bakarken Ayla babasının dediklerine dudak büzdü.
"Ablam yufka yürekli biri baba. Aranızda ne geçti bilmiyorum ki gerçekten artık hayatımızdaki olaylardan çok sıkıldım...her neyse yani aranızda her ne geçtiyse seni affedecektir." Ayla gözlerini devirdikten sonra elini havaya savurdu. Açtı ve kahvaltı etmesi gerekiyordu. Ancak sofraya henüz kimse oturmamıştı ve başlarsa büyük ayıp olurdu.
"Bu iş gezisinde kafasını biraz olsun dağıtır ve sonra seninle konuşur büyük ihtimalle." Esin, küçük kızının tabağına kreplerden iki tane koyarken kocasının haline üzülmüştü. Evet dün o da sinirlenmişti kocasına ama Dila kadar siniri uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...