Finale son 2!İyi okumalar :)
"Adamın dakikası dakikasını tutmuyor." Esin, misafirlikte oldukları için bir şey dememişti. Arabaya bindikleri an söylenmeye başlamış inene kadar da devam ettirmişti. Kocasının tuhaf hareketleri normalliği aşmıştı artık.
"Artık Vedat beye tekrardan enişte diyebilir miyim?" Ayla sevinerek ellerini çırparken Esin ve Dila aynı anda konuştu.
"Sus Ayla!"
"Sus Ayla!"
Hem annesinden hem de yanında oturan ablasından yediği uyarı ile arabanın koltuğuna gömüldü. Sadece babasından bir uyarı gelmemişti. Dudaklarını büzüp kafasını cama doğru çevirdi. Yol bitene kadar konuşmamayı düşünmüştü ama zaten evin sokağına gelmişlerdi.
"Ne olmuş yani dakikam dakikamı tutmuyorsa?" Yekta omuz silkip evlerinin garajına doğru arabayı sürdüğünde Esin inanamıyordu kocasına artık.
"Ölümüne nefretlikten ölümüne kanka mı oldunuz?" Esin'in sözleri Ayla'yı güldürdü. Annesinin sevdiği dizide geçen bir replikti bu 'ölümüne kanka' olayı. Dizideki tiplerin yerine babasını ve Vedat'ı koyduğunda daha da komik gelmişti.
"Sen ne kadar da gaddar bir kadın oldun böyle!" Yekta arabayı park ettikten sonra karısına doğru döndü. Esin cevap vermeyip direkt arabadan inerken Ayla da annesini takip etti. Ayla'nın açtığı kapıyı ger kapatmasıyla Dila öne doğru uzanarak babasının yan profilini inceledi. Bir şey mi kullanıyordu acaba babası?
"Baba...iyi misin?" Ne Kenan amcasının evinde babasıyla ne de Vedat ile konuşabilmişti. İkiliyi yan yana görünce herkes şaşırmıştı ama kimse üstünde çok durmamıştı. Kalabalık ortamda Vedat'ı da bir kenara çekip konuşamamıştı bile.
"İyiyim hayatım sen iyi misin?" Yekta arabasının anahtarını cebine atıp kızının cevabını beklemeden arabadan indi ve kızının kapısını açtı. Dila kocaman gözlerle kendisine bakarken torununun da mavi gözlü olacağını iyi biliyordu. Sonuçta babası da mavi gözlüydü. Elini uzatarak kızının inmesine yardımcı oldu.
"Annem sana bayağı kızgın ama." Esin'in kızgınlığı Vedat için değildi. Daha çok Yekta'nın plansız ya da haber vermeden yaptığı olaylar içindi.
Dila, babasının elini tutarak arabadan indikten sonra uzatılan elin koluna girdi."Şalterler indirip sarılmama bakar onun kızgınlığı." Yekta, karısının karanlık korkusunu kullanacaktı. Dila aldığı cevapla babasının zekasına hayran oldu. Gerçekten de başarılı bir çözüm olurdu bu düşündüğü.
Eve girdiklerinde annesinin söylenmesi kesilmemişti. Salona ulaştıklarında babası kolundan çıkmasına müsaade etti."Hayatım saçın çok güzel asla boyama...bu böyle sarılan arasında beyazların olması muazzam gösteriyor seni." Yekta hızlıca kendisine içki doldurup şerefe yaptıktan sonra dudaklarına götürdü.
"Manyak mısın sen? Yoksa yaşlılık bunalımı mı bu?" Esin koltuktaki yastığı kocasına atmamak için zor dayanıyordu. Özellikle Yekta'nın bu alaycı tavrı sinirlerini bozmaya yetmişti.
"Çocukların yanında nasıl laflar bunlar?" Yekta önce Ayla'yı sonra da Dila'yı işaret etti. Esin küfür etmemişti ama sanki küfür etmiş gibi davranıyordu Yekta. İçkisini afiyetle içerken Ayla çoktan merdivenlere doğru ilerlemişti.
"Lütfen birbirinizi boğazlasanız bile sabah erken uyandırmayın beni." Ayla söylene söylene merdivenleri çıkarken Dila kasıklarına giren sancıyla iki büklüm oldu. Tutunacak bir yer ararken annesi çoktan imdadına yetişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Roman pour Adolescents"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...