23.Bölüm

8.1K 646 553
                                    



Gün bitiyordu, kararan hava
yeryüzündeki canlıların yorgunluklarını alıyordu; ben de tek başıma, belleğimin yanılmadan aktaracağı yolculuğu, tanık olacağım acıları karşılamaya hazırlanıyordum.

-İlahi Komedya, Dante

Sağlıklı yeni yıllara ❄️

İYİ OKUMALAR:))

Kendisine ikram edilen suyu titreyen parmaklarıyla tuttu ve her iki avucuyla bardağı sarmaladı. Gözlerinden akan yaşalara her seferinde yenisi eşlik ediyordu. Akan burnunu çekmekten de yorulmuştu.

"Telefonlarını açmıyor." Şeniz hanım evin içinde dönüp dolaşırken bakışlarını kadından çekti. Kimin telefonunu açmadığını biliyordu ve bu daha çok yüreğini acıtıyordu.

"Hemen panik olmayın, korumalar yanındaydı."yeğenine bir şey olsa illa ki haber gelirdi diye düşünüyordu Feridun.

"Ayrıca bunu yapan kim? İçeriye girebilecek kadar!" Güzel bir noktaya parmak basmıştı şimdi de.
Şeniz bilmediğini belli ederek kafa salladığında Dila çalan telefonuna baktı. Annesi arıyordu...

Esin, bütün işlerini bitirmiş Ayla'nın proje ödevine yardım etmiş ve şimdi de kendisini koltuğun üstüne atmıştı.  Duvardaki saate baktığında güzel bir film bulacağını düşünmüş bu yüzden de televizyonu açmıştı. Kocasının çalışma odasından çıkmasını beklemekten de sıkılmıştı.
Kanalları rast gele çevirirken gördüğü haber ile durdu. Gördüğü haber göğsünü sıkıştırdı.

"Yapılan bu bombalı saldırıda kimsenin ölmediği öğrenildi. Yaralananlara geçmiş olsun diyoruz ve sıradaki habere geçiyoruz." Haber spikerinin dediklerini beyninde dönüp durduğunda vakit kaybetmeden telefonuna uzandı. Telefonu kulağına götürüp nefesini tutarak açmasını bekledi. Kısa sürenin ardından açılmıştı telefonu.

"İyi misin? Neredesin? Haberler doğru mu?" Esin ağlayacak gibi olduğunda ayağa kalkarak bahçeye doğru çıktı.

"İyiyim anne ve Vedat'lardayım. Bugün eve gelmesem olur mu? O hâlâ gelmedi ve ben iyi olduğunu görmeden rahat edemem." Dila burnunu çektiğinde Esin elini kalbinin üstüne götürdü. Dudaklarını birbirine bastırıp ağlamamak için zor tuttu kendisini. Yıllar önceki halini görüyordu kızında şu an. Aşkın girdabı yakalamıştı gerçekten de kızını.

"Telefonun açık olsun...seni aradığım zaman hemen açmanı istiyorum." dedikten sonra geri koltuğa oturdu Esin. Kızının sesini iyi duymuştu ve bunun rahatlamasını dile dökmek imkansızdı.

"Tamam anne...seni seviyorum." Dila genellikle duygu patlaması yaşarken bu kelimeyi kurardı ama şu an tamamen üzüntüden dolayıydı. Bu üzüntü kızının sesine de yansımıştı.

"Seni seviyorum hayatım." Telefonu kulağından uzaklaştırıp kapattı ve seslice nefes verip telefonu masaya bıraktı.

"Sonunda bitti ve artık film izleyebiliriz." Yekta keyifle solana adım atarken televizyondaki haberi gördü.

"Dila iyiymiş." Esin, kocasının televizyondaki habere kaşlarını çatarak baktığını görünce içini rahatlatmak istedi.

"Dila nerede ki iyi olsun?" Yekta, yavaşça bakışlarını televizyondan karasına yönlendirdi. Esin ise pot kırdığını anladığı an alnını ovaladı. Yekta'ya söylemediklerini unutmuştu telaştan ve birazdan kargaşa çıkacağını biliyordu. Elini alnından çekip televizyonu işaret etti.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin