41.Bölüm

6.4K 511 72
                                    



İyi okumalar :)

Toplantıdan çıktıktan sonra dinlenmek için odasına doğru giderken kolundaki saate baktı genç adam. Neredeyse iki saattir toplantı salonunda değişik fikirler dinleyip hepsine teker teker yorum yapmıştı. Yorulması çok normaldi saate göre.
Saatine bakarak odasına girmiş ve kapıyı geri kapattıktan sonra kafasını kaldırmıştı. Ancak kaldırdığı gibi şaşırması bir olmuştu. Odasının içinde duran ufak tefek kadının hızlıca kendisine dönüşünü izledi. Sarı gür saçlarını sade bir taçla geriye yaslamış giydiği etek takımı ile resmiyetini gözler önüne sermişti. Kendisinden kısa olan kadının güleç yüzüne bakarken kaşlarını çatmadan edemedi. Bu kadın da kimdi ve odasında ne işi vardı?

"Odamda ne aradığını açıkla hemen!" Vedat sesini yükseltmemişti ama ciddiliğini korumuştu.
Mahçup bir şekilde kendisini takdim etmek için öne doğru adım atan kadına pür dikkat bakarken kadının söyleyeceklerini merak ediyordu.

"Ben yeni asistanınız Mine. Siz şehir dışındayken Şeniz hanım işe başlayacağımı söyledi. Ben geldiğinizi öğrenince şekersiz sert kahvenizi aldım ve odasınıza bırakmak istedim." Kadın hızlı hızlı konuşurken Vedat kadının dediklerini hatırlamaya çalıştı. Halası fırsattan istifade ederek hemen bir yardımcı bulmuştu. Kadının gösterdiği masanın üstündeki karton kahve bardağına baktı.

"Ayrıca lazım olan evrakları ve dosyaları alfabetik sırayla dizdim. İmzalamanız gereken dosyalar da bunlar Vedat bey." Genç kadın hemen masada duran imzalanacak dosyaları aldı. İmzalanması gereken sayfaları açtıktan sonra bakışlarını karşısındaki adama çevirmişti.

"Kahve için teşekkür ediyorum ama bir daha ben odada yokken buraya girmeni istemiyorum. Buna uyarsan bir sorun yaşamayız aksi taktirde işine son veririm." Vedat kadının yanından geçerken uyarısını yapmıştı. Sandalyesine oturup açık olan dosya sayfalarını imzalamak için kalemini aldı. Klasik imzasını sayfanın altına atarken tıklatılan kapı sesi ile kafasını kaldırdı. 'Gel' demesini beklemeden açılan kapının ardından halasının bedeni içeriye süzüldü.

"Dubai'den gelen konukların akşam yemeği bugüne alınmış. Hemen restaurantı ayarla ve akşam konukları bekletmeden katıl." Şeniz apar topar haberi vermiş ve odadan çıkmıştı geldiği gibi. Vedat şaşkınca kapanan kapıya bakarken bu akşam için hazır hissetmiyordu. Projeyi daha doğru düzgün incelememişti bile. Akşama hazır olması imkansızdı.

"Danışmanı bul ve her zamanki restaurantı ayarla. Yaklaşık sekiz kişi olacak. Yemeklerin arasında mantar ürünü olmasın çünkü konuklardan bir tanesinin mantara alerjisi var. Ne dikiliyorsun hâlâ!" Vedat yanında dikilmekte olan kadına çevirdi bakışlarını. Mine tedirgin olmuş şekilde varla yok arası kafa sallamış ve topuklarının üstünde dönerek odadan hızlıca çıkmıştı.

Vedat dosyanın kapağını kapatıp duvardaki saate baktı. Sabahın erken saatleriydi ve bir nebze olsun projeyi halledebilirdi diye düşünüyordu.
Bakışlarını saatten çekip gözlerini kapattı ve yüzünü sıvazladı. Bedeni yorgun gibiydi ve hiçbir şey yapası yoktu. Keyifsiz hissediyordu ve akşam iş yemeği çekecek halde değildi. Oturduğu yerden kalkıp masada duran kahveyi aldı ve halasının işyerine doğru ilerledi. Akşamla ilgili konuşması gerekiyordu. Belki katılması zorunlu değildir diye düşünüyordu ama bunun çok düşük bir ihtimal olduğunu da biliyordu.
Koridorları geçerken kendisine selam veren çalışanlara kısa gülücükler atıp ilerlemesine devam etti.

Halasının bulunduğu binaya giriş yaptığında iş hakkında fikir alışı yapan Bahadır'a ve halasına göz attı. Çekim hakkında konuşan ikili, kendisinin gelişiyle ara vermişlerdi.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin