5.Bölüm

10.6K 718 254
                                    


deniz_maviii ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Merak edenleriniz hemen girip bakmalı.
Kendisine de teşekkür ediyorum vakit ayırıp güzel sorularıyla muhabbet kurduğu için 💙



İYİ OKUMALAR :)


Dila, yol boyunca etrafı izlemeye ve ne olursa olsun kafasını adama doğru çevirmemeye dikkat etti. Adamın kendisi korkunçtu ve yan profili daha çok korkunç geliyordu. Bu kadar sert durmasına ya da hep çatık kaşlı olmasına gerek yoktu. Hayata bir defa geliniyordu ve her şeye gülüp geçmek gerekiyordu. Anın hatta hayatın tadını çıkarmak lazımdı. Ne yazık ki etrafındaki tüm erkeklerin ciddi bir sorunu vardı. Kenan amcası da dışarıdan son derece ürkütücü duruyordu. Özellikle babasının kızgın hali gözünün önüne gelince yüzünü buruşturdu. Sinirli olmayı kendilerine kalkan mı yapıyorlardı?

"Yarın akşam erken çıkabilir miyim?" Dila, hızlıca geçen arabaların farlarına gözlerine kısarak baktı. Karanlıkta ışıkların yoğunluğu gözlerini alıyordu çünkü.

"Sebep?" Adamın tok ses tonu ile bakışlarını önüne çevirdi. Yan şekilde baksa anlaşılır mıydı adama baktığı?

"Aile yemeği var ve gitmek zorundayım tabii siz izin verirseniz." Gözlerini üst üste kırpıştırdı. Öndeki tırın her yerine konulmuş ışıklar, bakmasını zorlaştırıyordu. Neden bu denli süslenmişti bu araç? İçinde bulunduğu araba hızlıca tırı geçerken üstündeki yazıları okudu. Kamyon arkası yazıları gibiydi her biri. Hayalet tır tarzı bir korku filmi izlemişti ve aklına oradaki katil tır gelmişti. Ama o tırın şoförü yoktu bunun aksine. Film izlemeye bayılırdı ve seve seve film yorumları yapardı. Ancak Zühal çok sevmediği için film analizi yapacak arkadaşı yoktu.

"Aile yemekleri kaldı mı gerçekten?" Adamın şaşkınlığını gizleyemeden sorduğu soruyla birlikte daldığı yerden bakışlarını çekti Dila.
Bir şey demeyip adama bakarken çalan telefon sesiyle çantasını tuttu. Ancak kendi telefonu değildi çalan. Adamın, arabanın radyo kısmında duran bir düğmeye basmasıyla başka bir erkek sesi duydu.

"Vedat bey?"

"Seni dinliyorum Adem."

"Çıktığınızdan beri sizi takip eden bir araç var efendim." Dila duyduğu cümlelerle arkasına baktı hemen. Birçok araç vardı ve bu karanlıkta hangisi olduğunu nasıl anlayacaktı?

"Köprünün orada trafiğe takıldığını söylüyor korumalarınız."

Dila, tekrardan görebildiği kadar arkasına baktı. Emniyet kemerinden dolayı çok dönemiyordu. Korumalarla mı takılıyordu bu adam! Arkadaki hangi aracın korumalarına ait olduğunu merak ediyordu.

"Güzergahı değiştirdiğimi haber ver." Vedat tekrardan tuşa bastığında karşı tarafın sesi kesilmişti. Arabayı patika yola sürüp ağaçların arasına çekerken emniyet kemerini çıkardı.

"Neden durduk?" Dila, panik olmuş şekilde koltuğuna tutunurken karanlığın içinde adamın yüzüne bakıyordu.

"Araç değiştireceğiz." Arabanın farlarını kapatıp torpidoya doğru uzandı. Kolu kadının bacaklarına değerken boynuna çarpan ılık nefesi hissetmemeye çalıştı. Torpidoyu açıp silahını aldı ve doğruldu. Kadının kocaman açılmış gözlerini gördüğünde dudaklarını birbirine bastırdı. Kadının emniyet kemerini çözmesiyle sorgusuz sualsiz itaat etmesinden zevk almıştı.

"Bu ne şimdi? Niye durduk gidebilir miyiz artık? Ya da ben ineyim." Dila cümlesni bitirir bitirmez kapının kolunu tuttu. Kendisini dışarıya atacağı sırada bileğinden çekilmesiyle geri koltuğa oturdu. Bedeni de dönerken alnı adamın çenesine çarptı. Çok sert vurmamıştı kafasını ama adamın sakalları alnına batmıştı.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin