51.Bölüm

5.9K 484 54
                                    


90+K harikasınız♥️

Finale son 4!

İyi okumalar :)


Gördüklerinin hiçbirini beğenmemişti kadın. Tüm katalogların hepsini kenara itip sıkıntıyla nefesini dışarıya verdi. Yeni atölyesi için gerekli eşyalara bakınıyordu ama şu zamana kadar gözüne kestirdiği bir parça olmamıştı. Pilot kalemini sallamayı kesip masanın üstünde duran ayaklı saate baktı. Kardeşinin aldığı bu saçma saat işine yaramıştı sonunda. Dün geceden bu yana mesaj attığı adam ne geri dönüş yapmıştı ne de aramıştı. Aslında katalogdaki eşyalara odaklanamamasının en büyük nedeni buydu. Erkenden uyuduğunu düşündüğü adamın şu ana kadar kalkmış olması gerekiyordu. Uyanan biri hiç mi telefonuna bakmazdı bu vakte kadar? Dudağının için kemirirken bakışlarını saatten çekti. Gözleri herhangi bir boşluğa dalarken midesinin bulantı karışımı guruldamasıyla istem dışı yüzü buruştu. Kahvaltı etmemişti ve karnı artık isyan bayrağını çekmişti daha fazla dayanamayıp. Topuklarından güç alıp sandalyesini geriye itekledi ve ayağa kalktı. Ani bir kalkıp yapmamasına rağmen kararan gözlerinden dolayı elleri hızlıca masaya dayadı ve gözlerini kısarak baş dönmesinin geçmesini bekledi.

"Dila?" Duyduğu endişeli sesin sahibine doğru kafasını kaldırmadan önce kısılı gözlerini açıp kendisine çeki düzen verdi. Baş dönmesi geçmişti ama sebepsiz bir yorgunluk vardı üstünde.

"Neden mesajlarıma dönmedin?" Karşısındaki adamdan bakışlarını çekerek masadan telefonunu ve güneş gözlüğünü alıp aynı şekilde masasının üstünde duran çantasının içine koydu. Gidip düzgün bir kahvaltı etmeliydi.

"Evrak...evraklardan biri uğraştırdı beni...özür dilerim."

Dila duyduğu özüre şaşırmıştı. Özür dilenecek bir durum yoktu ortada ama adamın ince düşünüşü sinirini alıp götürmüştü. Çantasının kulbunu omzuna takarken adamın suratına baktı. Tuhaftı...Vedat bugün bayağı tuhaftı.

"Kahvaltı etmeye gideceğim gelecek misin?" Sorduğu soruya hızlıca kafa sallayan adamın neden teklifini kabul etmediğini düşündü kadın.

"Yarın sabaha uçağım var iş için yurt dışına çıkmam gerekiyor. Yeni haberim oldu benim de iki haftaya yakın burada olmayacağın...sen kahvaltını et yanına uğrarım sonra." diyen adamın durgun bakışları kadını huzursuz etti.

"Kahvaltıdan sonra atölyeme gideceğim ve işleri oradan devam ettireceğim. Ayrıca seninle gelmemi istersen eğer gele-" Adamla gidebilirdi yurt dışına. Vedat işlerini halletmeye çalışırken kendisi gezip dururdu.

"Hayır! Yani...babamın yasal olmayan işlerini düzeltmeye gideceğim...seni yanımda götüremem böyle bir nedenden." Vedat'ın ani tepkisi kadının lafını yarıda kesmişti. Öylece kafa sallayıp başka bir şey demedi kadın. Zorla kendisini plana dahil edemezdi.

"Atölyeye gelirsen eğer görüşürüz..." Dila güneş gözlüğünü çantasından geri çıkarıp taktıktan sonra adamın yanından geçip gitti. Kendisini iyi hissetmiyordu ve daha fazla diyalog haline girebileceğini sanmıyordu birileriyle. Telefonunu çantasından alıp arkadaşının numarasına tuşladı. Zühal ile dertleşip kötü başlayan gününü biraz olsun öldürebilirdi. Midesi eğer daha fazla sıkıntı yaratırsa kesinlikle hastaneye gidecekti de.

Kadının ardından üzgün gözlerle bakan adam kafasını duvara yasladı ve çatık kaşlarıyla gözlerini kapattı. Dün gece yaşananlar aklına geldikçe öfkelenmemek için kendisini zor tutuyordu. Nasıl yapabilirdi? Kadından uzak kalamazken nasıl olur da ayrılabilirdi? Yekta'nın isteğine karşı çıkamazdı.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin