Finale son 8🌸
İyi okumalar :)
Demir parmaklarının ardında nerdeyse yarım saattir duruyorlardı. Herkesin aklında binbir türlü düşünceler varken, hepsinin tek ortak noktası karılarıydı. Eşlerine nasıl açıklama yapacaklarını bilmiyorlardı. Bunun açıklanacak bir yanı var mıydı onu da bilmiyorlardı.
Aralarında terk evli olmayan Vedat bile Dila'ya nasıl açıklama yapacağını düşünüyordu. Düşünse bile aklına gelmeyecek ya da olma imkanının sıfır olduğunu sandığı bu durum başına gelmişti.
Oturup ağlasalar yerinde olurdu.
Şayet Feridun ağlama mooduna geçmişti bile.
Soğuk kanlılığını koruyan tek insan Yekta'ydı. Geldiklerinden bu yana sadece arkadaşına kızmış onun dışında ağzını bıçak açmamıştı.
Boş olan oturma yerine geçip oturmuş ve görevli polislerden açıklama beklemeye başlamıştı.
Okan ve Feridun'un mızmızlanmasını duymamazlıktan gelip öylece karşısındaki demirliklere bakıyordu.
Zaten bulunduğu ortamdaki genç adamdan haz almıyorken onunla aynı yerde daha doğrusu kapalı bir alanda olmak daha çok sinirlenmesine neden oluyordu. En iyisi hiç muhattap olmamak diye düşündüğünden sessizliğini korumayı tercih ediyordu."Geçici hafıza kaybı geçirdiğimi söyleyin Şeniz'e. Gelirken bir yere başımı çarptığımı söylersiniz."
Feridun aklına gelen türlü türlü bahaneleri söylerken Okan hayıflanarak kafa salladı.
"Hastanede belli olur bu durum. Ve Şeniz böyle bir yalana inanmayacak kadar akıllı bir kadın Fredi." Okan haklıydı. Şeniz asla inanmazdı bu yalana. Feridun'un da iyi numara yapacağını hiç sanmıyordu.
"Evrim boşar beni. Zaten bu aralar aramız limoni..." Okan son zamanlarda eşiyle yaşadığı tartışmaları hatırlayınca yüzünü buruşturdu.
Bu durum hiç iyi olmayacaktı tartışmalarının üstüne.Limoni lafını duyan Yekta'nın gözleri kocaman açıldı. Limon seven karısını unutmuştu. Esin bu olanları duyunca kim bilir nasıl laflar sokar ve tepki gösterirdi!
"Tam anlamıyla saçmalık bu! Sizin yüzünüzden düştüğüm duruma bakın!" Yekta sinirli bir şekilde konuşup ayağa kalkarken herkes suspus olmuş ayaklanan adama bakıyordu. Demir parmaklıklara doğru giden adamın ettiği küfürleri herkes gayet iyi duymuştu aslında.
"Bizim yüzümüzden mi? Kimse oraya kasıtlı gitmedi Yekta bey!" Vedat'tan atak gecikmemişti.
"Sana benimle konuşabileceğini kim söyledi?" Yekta öfkeli gözlerle oturan genç adama döndü. Tek bir kelimeyle genç adamın üstüne atlayabilirdi.
"Size, kim hakaret etmenizi söylediyse bana da o söyledi!" Cümlesinin tınısındaki sakinliğini koruyan Vedat oturmasına devam ederken kendisine doğru gelen adamı kolundan yakalayan Okan'a baktı.
Okan lafa girip herkesi sakinleştireceği an gelmekte olan polis memuruyla arkadaşının dikkatini oraya yönlendirdi.
Polis memuru parmaklığın kilidini açarken içeriye aynı zamanda giren Kenan'ın görüntüsü ile Yekta derin bir nefes aldı. Arkadaşı imdadına yetişmişti.
"Serbestsiniz." Polis memuru kapıyı tamamen açıp içeridekilerin çıkmasını bekledi. En önden Yekta çıkıp Kenan'ın yanına varırken Vedat, eniştesinin koluna girerek kalkmasına yardımcı oldu.
"Duruma açıklık getirdik ama hanımlarınız dışarıda bekliyor sizi. Ayrıca eşyalarınız onlarda."
Kenan sırıttıktan sonra dudaklarını büzdü. Yekta'nın başının belada olduğunu öğrenince hemen gelmiş ve yardım etmişti. Ancak gördüğü diğer kişilerle belaya bulaşacağını tahmin etmezdi. Özellikle arkadaşının Günay ailesinden nefret ettiğini bildiği için bu kişilerle karşılaşacağını düşünmemişti. Bakışlarını tekrardan yanından geçen arkadaşına çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...