29.Bölüm

8.1K 580 454
                                    

Güzel mi güzel kapak için kendisine çok teşekkür ediyorum ♥️ Bataklikyakamozu

busrabozkurt__2002  yaptığı sürpriz için kendisine de teşekkür ediyorum ♥️

İYİ OKUMALAR :)

Getirdiği kıyafetleri Bahadır'ın yardımıyla içeriye taşımış ve dikkatli bir şekilde Şeniz hanıma ulaştırmıştı. Salonun ortasında makyajları yapılan mankenlere kısa bir göz gezdirdikten sonra ellerini pantolonunun arka cebine sokarak gelmekte olan Şeniz'e baktı. Kadının yüzünde tek bir telaş belirtisi yoktu. Oysa Dila bile daha heyecanlıydı bu koleksiyonun gösterimi için.

"Dila sen yukarıya çıkıyorsun." Şeniz elindeki kağıtlardan bakışlarını çekip kendisine göz temasında bulunduktan sonra tekrardan kağıtlara dönmüş ve oturma planının nasıl yapılacağı hakkında yanındaki çalışana talimatlar verdi.
Mekanın ışıklandırması ve genişliği ile büyülenmişti Dila. Etrafına baka baka merdivenlere doğru giderken geniş ekranın düzenlemelerini yapan ustalardan tut altın rengi avizelerin konulduğu masalara donatılan şakayık çiçeklerine dair her şey uyum içindeydi. Çiçekler çok güzel görünüyordu ayrıca.

Son basamağı çıkıp üst kattaki gözlem yerlerine bakmadan edemedi. Yaklaşık 8 oda vardı dairesel şekilde. Kendine yakın olan odaya girmek için önce kırmızı uzun perdeyi yana doğru çekti. Küçük odanın içine adım attıktan sonra içine baktı. İki tekli koltuk ve masa dışında minibarı vardı. Koltuğun başlığında elini gezdirdi. Kadife kumaş içini sıcacık yapmıştı. Şu an koltuğa oturup yayılmamak için kendisini zor tutuyordu. Her iki koltuğun yanında olan küçük kare masaların üstünde duran şık ve işlemeli dürbünlere baktı. Neden masaya konulduğunu anlamamıştı. Koltukların hemen önünde olan balkon demirliklerine tutundu ve aşağıda koşuşturan insanları izledi. Özel konukları için yapılmış bu yerin tüm alana bakış açısı vardı. Yüksekteydi ama dürbünler sayesinde rahatlıkla görünülebilirdi her şey.
Balkonun yanında asılı olan siyah dantel tülle takıldı gözü. Sonuçta burası izlemek için yapılmışken meden insan kapatmak isterdi ki?
Perdelerin kumaşından parmaklarını çekip çalışan insanlara son kez baktı. Akşamın nasıl geçeceğini çok merak ediyordu. Hafiften gelen keman sesi ile odanın tavanına baktı. Lambası yoktu ve düz siyah bir tavandan ibaretti.

"Güzelce yerleştirin." Vedat'ın sesi uzaktan gelmesine rağmen Dila gayet iyi duymuştu. Tavandan bakışları çekip odadan çıktı ve koridorda ışıklandırmayı yapan insanların arasından geçeceği an eline tutuşturulan küçük kutu ile şaşkınlığa uğradı.

"Şunu soldaki odaya götürür müsün?" Kendisine dahi bakmadan kulağındaki mikrofonlar konuşmaya devam eden ve giden kadının arkasından baktı. Koşuşturmadan dolayı kimse birbirlerinin yüzüne bakmıyordu bile. Elindeki kutuyu ulaştırması gerektiğini hatırlayınca daha fazla kadının arkasından bakmayıp soldaki odaya doğru ilerledi. Aralık olan kapıyı ayağıyla iyice açıp  içeriye geçerken devasa büyüklükteki makyaj masasına kaydı bakışları.
Neredeyse üç kişinin sığdığı koltuk kadardı.

"O mu?" Duyduğu ince ses ile kafasını çevirdi.

"Bir bakayım...evet o." Önceki sese oranla bu ses pek ince değildi. Dila karşısında duran iki adama bakarken giyim tarzları hoşuna gitmişti. Açık renk gömlekler ve ekoseli pantolonlar güzel uymuştu.

"Fazla çelimsiz...kıyafetleri daraltmam gerekecek." İnce sesli olan kendisine doğru gelip kutuyu elinden almış ve gözlüğünü düzelterek kendisini baştan aşağı süzmüştü. Kolunu kaldıran kişi kendisini döndürürken neler olup bittiğini anlamıyordu.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin