19.Bölüm -Kesit-

7.9K 292 199
                                    


siyahlelebek

-Kitabında beni de tanıtmış ne kadar çok yorum ve oy, o kadar çok tanınma :) bana destek olun♥️♥️
Bir bakın derim ♥️

Küçük bir kesitle geldim çünkü bu sıralar biraz yoğunum ve bölüm geç gelebilir.
Ayrıca fikirlerinizi merak ediyorum :))

-Kitap nasıl gidiyor sizce?

-Adem ve Zühal sahneleri artsın mı?

Lütfen yorumlarınızı ve fikirlerinizi belirtin ♥️


-KESİT-

Neden bu odanın içinde olduğunu bilmiyordu. Deli dana gibi dönen adamın da neden burada olduğunu bilmiyordu. Hatta geldikleri bu davet yerinin gizli bir bodrum katı olduğunu da bilmiyordu. Az önce korumalarla buraya getirilirken gördüğü manzarayı unutması mümkün değildi. Davette gördüğü çoğu iş adamını saniyeler önce kumar masalarında görmüştü. Hatta birkaçı az önce onur ödülü almıştı.

"Kim o adam?" Burnundan soluyan ve asla kendisine bakmayıp dört dönen adamın sorusuyla dış kapıdan bakışlarını çekti kadın.

"Hangi adam? Ayrıca seni bağlamaz." Zorla sokulduğu odanın kapısına doğru ilerleyip açmaya çalıştı ama kilit sesi gelmediği halde kilitliydi. Hangi ara kilitlenmişti bu oda?

"Aç şu kapıyı Vedat!" Gün boyunca kendisini görmemezlikten gelen adamın yanında durmak istemiyordu.

"Neden senin yanındaydı? Sevgilin olamaz çünkü dün gece benimleydin. Midesiz olamazsın!" Adamın sözleri ok gibi beynine saplanmış sinir kat sayısını çıkarmıştı. Elini kapının tokmağından çekip hızlıca adamdan tarafa döndü.

"Kimsin sen? Neyim oluyorsun da hesap soruyorsun? Senin karşında bir çalışanın yok ya da emir verebileceğin biri yok. Senin karışanda Dila Server var!" Bedenini saran ve sıkan elbisesini hiçe sayarak adımlarını geniş atmış ve adamın karşısına dikilmişti.

"Midesizliğim de seni ilgilendirmez hayatımda birinin olduğuda. Duydun mu beni?" İşaret parmağını adamın göğsüne bastırıp itekledi. Karşısındaki bedenin bu küçük hareketle kıpırdamayacağını sanıyordu ama tam tersine tökezletmişti. Adamın bedeni arkadaki masaya değdi ve bu sayede dengesini sağladı. Kadının gözlerinden akan öfke adamı korkutuyor gibi durmuyordu.
Dudaklarına inen bakışları fark ettiğinde dikkatinin bozulmaması için çaba sarfetti kadın.

"Şimdi açtır şu kapıyı yoksa..."cümlesini bitiremeden susturuldu. Kendisini öpen adamdan uzaklaşmaya çalıştığında beline dolanan kollar ile kıpırdayamadı. Kafasını geriye doğru çekmek istedi ve başarıyordu da...ancak belindeki ellerden biri ensesine gitmiş ve dağınık topuzuna inatla sıkıca kavranmıştı. Derisine batan tel tokalar canını acıtmıştı. Ellerini tekrardan adamın göğsüne koydu ve itmeye çalıştı. Milim bile kıpırdatamıyordu. Dudaklarındaki baskıya karşılık vermemek adına mücadele ediyordu ama kontrolü kırılma noktasındaydı.
Elbisesinin ucununu tutan adamın ne yapmaya çalıştığını fark ettiğinde tüm gücüyle geri çekilmeye çalıştı. Tam anlamıyla uzaklaşacağı an adamın eli elbisenin içine girmişti. Hissettiği parmaklarla seslice inledi. İnleyişi adama fırsat doğurmuş dili öpücüğe hükmetmişti. Bacaklarını hafif aralayarak ellerini adamın geniş omzuna koydu ve destek aldı. Bu sabah uyandığında hatta otoparka vardıklarından beri arzulamıştı adamı. Sabah görememiş olmanın burukluğu hâlâ içinin bir yerlerinde saklıydı. Diline çarpan dil ile daldığı düşüncelerden uzaklaştı kadın. Az önce ne konuşuyorlardı şimdi ne yapıyorlardı.
Acıyan dudağının sızısı kendisini belli ettiğinde kan tadını aldı. Dün gece patlayan dudağı kabuk bağlamıştı bu sabah ama şimdi yine kanatılıyordu.
Adamın hafif geri çekilmesiyle nefes almaya çalıştı kadın. Parmağını dudağına götürüp kanı sileceği sırada adamın parmakları önce davrandı.
Ayrıca artık mahremiyetinde de parmakları hissetmiyordu. Gözlerini açarak dikkatlice kanı silen adamı izledi.
Parmağıyla sildiği kanı emen ve koyu mavi gözlerini üzerine diken adamdan fırsat bulup uzaklaşmaya çalıştı. Ama adamın hızlı kolu yine belinden yakalamıştı kendisini.

"Benim kim olduğumu anladın mı şimdi?" Adamın sorusu kadını afallattı. Kafasını olumsuzca salladığında adamın dudakları kıvrıldı. Kalçalarında hissettiği el ile ardından elbisesinin yukarıya çekilmesi bir olmuştu. Aynı hızlı çıplak tenine değen eller nefesini kesti. Ama bu hiçbir şeydi. Sertçe sıkılan kalçalarının acısıyla dudaklarını birbirine bastırdı kadın. Bu bastırma yüzünden durmak üzere olan yarasını tekrardan kanatmıştı. Aynı şekilde ağzında hissettiği kan tadı artık kendisine kötü gelmiyordu.

"Seni dakikalar içinde ıslatabilen ve nefessiz kalmana neden olan kişiyim." Bedeni adamla yer değiştirirken kalçaları masanın zeminine değdi. Dün gecenin aynısını yaşıyor gibiydi ve sonucunu bildiği olay dudaklarını kurutmuştu. Kasıklarındaki sızı da hatırladığına işaretti.

"İstiyor musun?" Yüzüne çarpan nefesle birlikte elleri kemerine giden adamın hareketlerini izledi. Aşırı yavaşlılıkla kemeri açan adamı büyük bir keyifle izliyordu. İstiyordu işte adamı! Davet salonuna geldiklerinden bu yana yanında o kadını gördüğünden beri istiyordu. Çok kıskanmıştı o kadından adamı. Ayrıca kadının hal ve hareketlerini hatırladığında kaşlarını çattı. Bu adama yakın olmasından ya da yılışık davranmasından nefret ediyordu. Ama biliyordu adamın onunla birlikte olmadığını ve asla da olmayacağını. Hande'den duymuştu çünkü bu lafları. Şu an kendisinindi bu adam. Bacaklarına değen sertlik kendisi için ereksiyon haline gelmişti. Dudaklarını aralayıp kafasını olumluca salladı. İstiyordu!

"İstiyor musun? Cevap ver bana!" Sert uyarı ile adamın yüzüne çevirdi bakışlarını. Daha sonra masanın üstüne oturdu ve bacaklarını araladı. Bu hareketin yeterli olmayacağını bildiğinden uzanarak adamın kravatından tuttu ve kendisine doğru çekti. Dudakları büyük bir özlemle adamı öperken kulaklarına gelen hırıltılı inleme ile tatmin oldu. Adamın üstünde böyle etkisinin olmasını seviyordu. Ellerini geniş omuzlara daha sonrada enseye götürdü. Okşayıp çekiştirdiği saç uçlarını serbest bırakıp adamın çenesini tutacağı an ani hareketle içini dolduran adamın aletiyle soluğu kesildi. Kafasını geriye doğru atıp boynunu öpmesi için adama yer açtı. Vedat'ın nefesi boynuna oradandan kulaklarına çarparken adamın ceketini sıkıca kavradı. Kalçalarındaki eller kendisini okşarken adamın ceketini sıkmaktan buruşturmuştu. Kulak memesinde hissettiği dil ve dudaklar ile bacaklarını adamın beline daha çok doladı. Adamın hızlı hareketleri altında patlamaya hazır bir volkan gibiydi. Bedeni kasılıp orgazm olacağı an duyduğu kelimelerle şoka uğradı. Doğru duyup duymadığını sorguluyordu.

"Evlen benimle Dila Server."

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin