Finale son 5
İyi okumalar :)
Gün ışığının parlaklığı kadının yüzüne çarptı. Uykusunu tam alamadığı için çarpan ışıktan rahatsız olmuş, yüzünü buruşturmuştu. Kafasını koyduğu yerin hafif yukarısındaki yere yüzünü gömdü. Şimdi kurtulmuştu işte gün ışığından. Sarıldığı bedene daha çok yapışıp yerini rahatlatmaya çalışırken ellerini kendisine doğru çekti.
"Rahat dur artık." Vedat'ın uykulu ses tonu ortamdaki sessizliği bozmuştu. Dila gözleri kapalı bir şekilde kaşlarını çattı.
"Bedenin sert ve hiç rahat değil." Dila bir türlü rahat edememişti. Filmlerde insanlar saatlerce bu pozisyonda nasıl uyuyabiliyordu?
"Sol tarafım işlevini yitirdi ondandır." Kafasını eğerek kadının yüzüne bakmaya çalıştı Vedat.
Dila duydukları ile hızlıca gözlerini açtı. Bu şekil uyumuş olmasından şikayet eden adama ölümcül bir bakış atıp bir şey demeden uzaklaştı ve yatağın diğer ucuna geçti. Sırtını adama döndükten sonra kafasını yastıkların üstüne bıraktı gözlerini kapatarak. Yastık daha rahattı ve konuşmuyordu hiç değilse!
"Açlıktan değil mi bu gerginlik?" Vedat hâlâ şakacı özelliğini kaybetmemişti. Dila, sessizce ağzını büzerek adamın söylediklerini taklit etti. Küçük bir çocuk gibiydi şu an. Yüzünü buruşturup adamın taklidini yaparken beline dolanan kolun çekmesiyle sırtı adamın göğsüne yapıştı.
"Karşındaki dolapta ayna var Dila." Vedat gülmemek için kendisini tutarken Dila direkt olarak karşısındaki dolaba baktı. Arkasından doğrulan adamın aynadan kendisini izleyen yansımasını görünce yüzünü yastığa gömdü. Yüzünü buruşturup taklit yaparken çirkin bir ifadeye büründüğünü biliyordu ve adamın bunu görmüş olması kendisini yerin dibine sokuyordu. Açıkta kalan sırtına ve omuzlarına öpücük konduran adam biraz olsun utangaçlığını yok etmişti ama hâlâ yüzünü yastıktan çekmemişti. Ta ki nefessiz kalıncaya kadar.
Yüzüne yapışan saçları çekeceği an kalçalarına değen sertlikle alt dudağını ısırdı. Dün gece doyumsuz bir kadına dönüşmüştü. Kaç kere orgazm olduğunu hatırlamıyordu bile. Her seferinde büyük mutlulukla doruk noktasına ulaşmıştı. Sırtını öpmeye devam eden adamın da dün gece enerjisi bir hayli fazlaydı. Onun da yorulduğuna şahit olmamıştı. Ayrıca sabahın erken saatinde bile adamın uyarılması hoşuna gitmişti. Kendisini her türlü arzulayan adamın varlığı kadınlık gururunu fazlasıyla okşuyordu.
Adamın sol kolu yastık ve boynunun arasından geçtikten sonra bedeninin daha yan durmasını sağlamıştı. Adamın sağ elini bacağında hissederken boynunun altında duran kolun dirseği hafif kırıldı ve çenesini kavrayacak şekilde durdu.
Daha ne olduğunu anlamadan bacağı hafifçe havalandı ve derinliklerine doğru kayan sertliği hissetti. Acıyla karışık zevkten dolayı çığlık attı ama adamın eli dudaklarını kapattığından çığlığı boğuk bir inlemeye dönüşmüştü. Bedeni hazdan titrerken adama ayak uydurarak kastığı bedenini gevşetti. Dirseğini yastığa bastırıp güç alırcasına bedenini adama daha çok yasladı. Omzunu es geçip boynunu öpüp emen adamın her dokunuşunda nefes alışları yükseliyordu. Dila ilk defa adamın tüm benliğiyle kendisine geldiğini biliyordu.
İkisi de aynı anda doruk noktasına ulaştıklarında daha çok birbirlerine kitlendiler. Vedat gelgitlerini yavaşlatırken Dila keyifli bir şekilde gülümsedi. Bu hissi seviyordu. Adamın kendisinde bıraktığı ve yaşattığı bu hissi seviyordu.Terden yapış yapış oldukları an duydukları telefon sesiyle haz dolu anlardan çıkmışlar ve gerçek dünyaya geri dönmüşlerdi.
Komodinin üstünde duran telefonuna uzanmak için adamdan uzaklaşmak zorunda kaldı kadın. Keşke zaman dursa ve ikisi o duran zamanın içinde kaybolsalardı.
Ekranda yazan ismi gördükten sonra parmağını dudağına götürüp adama ses çıkarmamasını belli etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...