Yazım yanlışı olabilir çünkü hızlıca bölümü bitiremeye çalıştım. Elektrik yok ve şarjım çok az. Hepinize gelsin bu bölüm♥️İYİ OKUMALAR :)
Alışveriş merkezinin otoparkına arabayı park etti ve emniyet kemerini çözen kadına baktı. Yol boyunca tek bir kelime bile etmemişti kadın ve bu durum adamın canını sıkmıştı. Aslında konuşmamanın iyi olduğunu düşünüyordu çünkü doğru düzgün bir muhabbet edemiyorlardı. Ya tartışılıyor ya da kavgayla bitiyordu. Ama dün geceki tartışmanın sonu güzel bitmişti. Vedat için iyi olmuştu çünkü bedeninin enteresan şekildeki kadını arzulaması son bulmuştu. Biliyordu işte tek gecelik bir istek olduğunu. Dün gece kadınla seviştikten sonra anlamıştı bunu.
"Gerek yoktu ama yine de teşekkürler." Dila çantasının askısını boynuna geçirip dosyasını da kolunun altına koydu.
"Görüşürüz Dila." yarın diye devam etti içinden adam. O davete kendisi de katılacaktı ve alacağı bir ödül vardı. Bir şey demeden arabadan inen kadının arkasından bakarken direksiyona parmaklarıyla vurdu. Otoparkın alışveriş merkezine geçiş olan kapısından girip gözden kaybolan kadının kokusu hâlâ arabanın içindeydi. Tek sorun Vedat'ın bu kokuyu fark etmesini fark edememesiydi.
Genç kadın ise annesiyle bir an önce buluşmak için yürüyen merdivenleri tercih etmiş beklemek yerine ilerlemeye devam etmişti. Annesinin buradaki en sevdiği lokantaya doğru ilerlerken kafasını dağıtmak için geçtiği mağazaların vitrinlerine baktı. Gözüne çarpan kıyafetleri denemek istiyordu ama önce aç olan karnını doyurması lazımdı.
Lokantanın girişinde kendisini selamlayan çalışanlara gülümseyip içeriye girdi. Annesi açık alanda kendisini bekliyordu. Birazcık geç kalmıştı ve annesinin kızmayacağını biliyordu ama yine suç işlemiş gibi ilerledi."Sonunda Dila! Ne bu hantallık aynı bana çekmişsin." Ama annesi bazen kendisini şaşırtabiliyordu. Sandalyeyi çekip annesinin karşısına oturdu.
"Trafik..." aklına başka hiçbir şey gelmemişti genç kadının.
"Yalanların da baban gibi...gurur duyuyorum çocuğum seninle. Tam bir Server'sin." Annesinin enerjik hali biraz olsun kendisini keyiflendirmişti.
"Dila Server olmak zor anne." Soyisminin yanına Günay'ı getirdi bir an istemsizce. Dila Günay...kulağına tuhaf gelmişti ama hoştu.
"Ne yeriz? Fazla açım ben." Aklını dağıtmak için menülere uzandı. Biraz değişik tadlar tatmak istiyordu. Annesi de kendisi gibi sayfaları karıştırırken sadece yemeklere odaklanmıştı. Kısa süreliğine olsa bile kafası dağılmıştı.
___
Geldikleri yerin aşırı aydınlığı ve spot ışıkları gözlerini ve başını ağrıtmıştı. Gürültülü bir muhabbet vardı her masada. Kahkahalar ve koyu sohbetler dönüp dolaşıyordu. Ayrıca kendisini gören herkes fısır fısır yanındakiyle dedikodu yapıyordu. Bunun sebebini çıkan haberlerden dolayı olduğunu biliyordu genç kadın ama yapacak bir şeyi yoktu. Elinden de bir şey gelmezdi ama konuşulanları duymamak için dikkatini dağıtabilirdi. Yan tarafında oturan kardeşi durmadan kendisini çekerken dayanamayıp birkaç fotoğrafın içine girmişti. En son pozun ardından an Ayla'nın kilolu çıktığını düşünmesi üzerine muhabbet ediyorlardı. Ancak en son Ayla kendini her türlü güzel bulduğunu söylediğinde tartışma da bitmişti. Buradan sıkılmıştı ama ödüllerden sonra gösterilen olucağını duymuştu ve en az kardeşi kadar merak ettiği için durmayı tercih etmişti.
"Yekta bey... Esin hanım nasılsınız?"
Dila duyduğu sesle birlikte bakışlarını masanın başındaki adama çevirdi. Caner, gri smokin içinde güleç yüzüyle ailesiyle konuşuyordu. Adamın bakışları kendisini bulunca istemsizce elini uzattı. Selam vermesi gerekiyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Novela Juvenil"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...