İYİ OKUMALAR :)Tedirgince ellerine masaya vurdu Adem. Karşısındaki kadına belli etmek istemiyordu ama aklı arkadaşında kalmıştı. Vedat'ın bir dengesizlik yapmasından korkuyordu. İşin ucunda kendisi de etkilenecekti ve bu gerçeği bilmek de canını sıkıyordu. Zühal'den bu kadar çok etkilenmişken kopmak kendisine zor gelecekti. Gerçekleri öğrendiği an yüzüne bakmazdı bu kadın. Şu ana kadar kadını az çok tanımıştı ve Zühal'in güçlü biri olduğunu biliyordu. Kendisine yalan söyleyen ya da ihanet eden birinin yüzüne bakmazdı. Ayrıca gücü sadece bu konuda da değildi. Varlıklıydı ve babası kızının canını sıkan adamlara hürmet etmezdi. Dila'nın babası için de geçerliydi bu durum.
"Burası harikaymış..." kadının sevinçli çıkan ses tonu ile daldığı düşüncelerden uzaklaştı adam. Kadının güzelliği altında eziliyordu ve razıydı da buna.
"Beğenmene sevindim." Sessiz bir yerdi ama güzel dizayn edilmiş gösterişli mekanlardandı.
"Ne yeriz? Ya da ne içeriz? Ben karar veremiyorum." Zühal yanaklarını şişirip menüden bakışlarını çekip adamın yüzüne çevirdi. İşte o vakit görmüştü adamki huzursuzluğu. Sorusuna cevap alacağı an çalan telefon ile havada asılı kaldı o soru.
"Çok özür dileyerekten açmam lazım telefonu." Adem, mahçup olmuş bir şekilde telefonunu masadan aldı ve ekranda yazan isme baktı. Tahmin ettiği gibi Vedat'tandı.
"Efen-"
"Komşusu derken alt katlar mı yoksa karşısı mı?" Vedat'ın acelesi Adem'in cümlesini yarıda kesmişti. Adem ise bilmeyerek karşısındaki kadının yüzüne baktı. Asansörde inerken detayına kadar sormamıştı. Sadece komşu olduklarını öğrenmişti.
"Karşısı ya da yanıdır. Sen neredesin?" Vedat'ın sesinden başka seslerde geliyordu.
"Oraya gidiyorum." Ve telefon Adem'in suratına kapatılmıştı. Kulağından çektiği telefonun kararan ekranına bakıp kaşlarını çattı. Vedat'ın oraya gitmesi iyi olmazdı. Müdahale etmek istiyordu ama bu anı bozmak da istemiyordu.
"Ne oldu Adem?" Zühal, adamın çatıklaşan kaşlarını görünce merakına yenik düştü.
"Vedat...Dila'nın evine gidiyor." Adem şaşkındı çünkü arkadaşından böylesini de beklemiyordu. Verdiği habere sinirlenip intikamına intikam katar diye düşünmüştü ama Vedat şu an resmen kıskançlık krizine girmişti.
"Kıskanç ve kalbi kırık bir araya gelirse duygu patlaması yaşanır." Zühal keyiflenmişti. Sinsice sırıtıp aklına gelen sahneleri canlandırdı gözünde. Demek ki adamı kendine bağlamıştı Dila.
"Nasıl yani? Gidip baksak mı acaba?" Adem telaşla yerinde kıpırdandı ama kadının rahat halini ve olumsuzca kafa sallamasını görünce durdu.
"Hayır hayır...onları uygunsuz halde yakalamak istemem. Eminim sen de istemezsin." Zühal yalandan yüzünü buruştururken adam anlamıştı sonunda. Duygu patlaması dediği olay şiddet değildi ve bu biraz olsun adamı rahatlatmıştı.
"Ayrıca neden gidiyor? Caner yüzünden mi? Eğer Caner yüzündense de nasıl öğrendi?" Zühal yine merakına yenik düşmüştü. Vedat'ın kimden öğrendiğini biliyordu ama sorma gereği duymuştu. Adamın kafa sallamasıyla tek kaşını kaldırdı.
"Bildiğim kadarıyla bir ilişki yok aralarında...o zaman bu neyin kıskançlığı? Caner'i tanıyor mu?" Zühal bombayı masanın ortasına bırakmıştı. Ya son saniyede patlayacaktı ya da hemen oradan uzaklaştırılacaktı. Adem arkadaşını riske atamazdı. Her ne kadar karşısında hoşlandığı kadın olursa olsun arkadaşını satamazdı. İstemeye istemeye yalana gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...