26.Bölüm

8.3K 579 618
                                    



Rojinhayal güzel bölüme güzel bir ithaf gelsin o zaman ♥️

İyi okumalar :)

Gözlerinin buğulu oluşu işini kolaylaştırmıyordu kadının. Var gücüyle merdivenleri inerken asansörü beklemek istememişti. Arkasından gelmekte olan adamın seslenişlerini duymamazlıktan gelip çıkışı bulmaya çalıştı. Geçtiği koridorların camından yüksek binaların çatısını görüyordu. Bu da hâlâ üst katlarda olduğunu gösteriyordu. Gücü yetmezdi en alt kata inmeye. Ayağındaki topuklular bile kendisine yardımcı olmazdı. Sol taraftaki yolun ışığı yanmadığından diğer sağ taraftaki yolu seçti. Diğer koridorlara oranla bu daha uzundu. Ne sonunu görebiliyordu ne de etrafta çalışma masalarını...
Akan burnunu elinin tersiyle silip görüş alanını zorlaştıran gözyaşlarına lanetler okudu. Bedenine kamyon çarpmış gibi yorgun hissediyordu.

"Dila!" Adamın kükreyişini duyduğu an kafasını salladı hızlıca. Duymak istemiyordu! Kulaklarında çınlamasını da istemiyordu.  Elindeki çantanın kulbunu sıka sıka koridorun sonunu getirmeye çalıştı. Artık adım atmıyor koşuyordu kadın.

"Beni dinlemen gerekiyor." Adamın sesi bu kez daha yüksek çıkmıştı. Alayla sırıtıp tekrardan akan gözyaşlarını sildi. Neden dinlemesi gerekiyordu?

"Eğlenceni böldüğüm için ne kadar mutsuz olduğunu mu söyleyeceksin!" Dila da bağırıyordu artık. Etrafta çalışan görmediği için rahattı belki de.

"Saçmalama Dila!" Vedat'ın siniri boy gösterirken Dila umursamadan ilerlemeye devam etti.

"Bunun için mi çağırdın beni?" Akılsız başının ağrısını çekiyordu.
Yolunu bulmak için etrafına bakınırken yükselen ses tonlarından dolayı panikle odadan fırlayan Şeniz ve Feridun gelmekte olan ikiliye baktı. Dila'nın şuursuzca gelmesi ve Vedat'ın çatık kaşları iyiye alamet durmuyordu.

"Bomba gibiler içeriye kaçabilir miyim?" Feridun sessizce karısının kulağına eğilirken Şeniz olumsuzca kafa salladı. Şu an yanında olmasına ihtiyacı vardı çünkü.

"Neler oluyor gençler?" Şeniz gülümseyip ellerini iki yana açarken Feridun da karısına ayak uydurdu.

"Pasta nerede?" Aynı şekilde gülümseyip ortamı biraz yumuşatmaya çalışan ikilinin yanına önce genç kadın ulaştı.

"Şeniz hanım taksi çağırabilir misiniz?" Dila gelmekte olan adamı görmemezlikten gelip yaşlı kadının kollarına tutundu.

"Siz karışmayın hala! Önce beni dinleyecek!" Vedat iki kadının yanına ulaşmıştı. Dila'yı kendisine doğru çekeceği an, genç kızın ağladığını gören Feridun araya girdi. Şaka bir yana ortada ciddi bir durum olduğunu iyice idrak etmişti.

"Önce sen bir sakin ol bakalım!" Feridun sesini yükseltip kendisine dahi bakmayan yeğeninin kolunu tutup biraz uzaklaştırdı.

"Az önce gördüklerini ben ayarlamadım. Hatta daha yeni çıktım bu binadan...öyle değil mi hala? Hatta kamera kayıtlarına bakabilirsin." Neydi bu yaşadığı adamın? Korku mu? Panik mi? Peki neyin korkusu ya da paniğiydi? Yalan söylemediği halde kendisine inanılmamasını mı sorun ediyordu? Yoksa kadının bakışlarındaki mesafeyi ve kırgınlığı mı dert ediyordu?

"Ne yaptın 10 dakika içinde?" Şeniz'in uyarı dolu sesi ve sorusu Dila'nın kafasını karıştırdı. Vedat'ın daha öncesinden orada olduğunu düşünmüştü çünkü.

"Yemin ederim bir şey yapmadım." Küçük çocukların yaptığı savunmayı yapmıştı kendisi için. Bir tek ağlamadığı kalmıştı!

"Beni dinlerse eğer anlatacağım her şeyi." Hande'nin oyununa düştüğünü anlamıştı. Bunları yaparken ne geçmişti aklından kadının! Vedat bunu bırakmazdı kadının yanına.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin