İYİ OKUMALAR :)
"Sarhoş musun sen yine?" Adam başka türlü ihtimal veremiyordu kadının bu laflarına. Ayık kafayla böyle bir şey söylecek bir kadın değildi az çok tanıdığı kadarıyla. Dün akşam ki davetkârlığın sebebi fazla içkiden ve haptan dolayıydı. Onun dışında kadından başka şekilde bir hareket ya da böyle bir söz duymamıştı. Şüpheye düşmesinin tek nedeni buydu aslında.
"Hayır hayır..." dedi işaret parmağını sallayarak adam. Kadının ayık olduğunu anlamıştı ama yine de istediğini ona veremezdi.
"Senin gibi kadınları biliyorum. Sevgilin olmamı, seni kıskanmamı ve sahiplenmemi beklersin. Ama ben böyle biri değilim." dedikten sonra alayla sırıttı Vedat. Ancak kadının çatılan kaşları ve dikleşen bedeni gülüşünü soldurdu.
"Ben sahiplenilecek bir eşya ya da hayvan değilim. Hele ki bir erkeğin sahiplenmesine hiç ihtiyacım yok." Kadının sinirli soluklanışı ile geriye doğru adım attı adam.
"Sadece zevkler için mi?" Bu bir teklifti aslında. Sadece zevk için tek bir birliktelik geçirmek adına teklifti.
"Ben..." Dila dibinde dikilen adamın bakışlarından cesaret alarak konuşmaya çalıştı ama tıklatılan ve açılan kapı ile susmuştu. Bu adamı daha önce görmemişti ama Vedat'ın adamı olduğu belliydi.
"Efendim çalışanınız yaralandı." Korumanın söyledikleriyle Vedat ve Dila birbirlerinden uzaklaştılar. Ortamdaki tüm büyü bozulmuş yerine kara bulutlar gelmişti.
"Ne...hangi...ne çalışanından bahsetiyorsun?" Aşağıda bir tek kendisi adam dövmüştü. Yanlış bilgi gelmiş olabilirdi güvenliğinin kulağına. Bu yüzden emin olmadan hareket etmek istemiyordu. Açıkçası bu ortamının bozulmasını istemiyordu. Kadına yakınken uzaklaşmak istemiyordu.
"Barmen çocuk efendim." Korumanın lafını bitirmesiyle Dila ağzını kapattı. Mert'e bir şey olmamıştı değil mi? Bahsettiği barmen Mert miydi?
"Şu an hastaneye götürüyorlar size de haber vermemi iletti Yakup bey."
Vedat sessizce küfür ettikten sonra koltuğun başına koyduğu ceketini aldı. Şaşkınlıktan şok geçiren ve öylece kımıldamadan duran kadını görünce küfürlerine daha çok küfür ekliyordu. Bu kadını üzgün görmekten nefret ediyordu. Bir şey demeden odadan çıkarken telefonunu çıkarıp Adem'e mesaj attı. Dövdüğü adam şikayetçi olursa eğer güçlü bir avukatın savunmasına ihtiyacı vardı. Merdivenleri inip kalabalığa girmeden çıkış kapısına doğru ilerledi. Sinirlerini atmıştı adamı döverek ama şu an daha çok sinirliydi. Hem çalışanına zarar gelmişti hem de almak istediği cevap yarım kalmıştı.
"Vedat!" Yüksek ses müziğe oranla duyduğu sesle birlikte gözlerini devirip sabır dileyerek tavana baktı. Başlıyorlardı ve itiraz etmeye hakkı yoktu. Bu kadını kendisi çağırmıştı bugün buraya. Ne geliyorsa başına hak ediyordu.
"Efendim Hande?" dedikten sonra arkasına döndü. Hande'nin kusursuz görüntüsünün yanına tedirgin bakışlar eklenmişti.
"Kavgayı görüntüye alanların hepsine uyarıda bulundum. Ayrıca o saçmalık neydi öyle?" Hande ilk defa adamı böyle görüyordu ve bu değişiklikten korkuyordu. O adamı neden dövdüğünü az çok tahmin edebiliyordu ve bu tahmin kendisini korkutuyordu.
"Görüntülüleri sildirdiğin için teşekkür ederim." Geri arkasına dönüp gitmeyi deneyecek adamın niyetini anlayınca birkaç adım ilerledi. Az önceki sorusuna cevap almayacağı belliydi ve adamın suyundan gitmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Tamamlandı)
Teen Fiction"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı. "Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa...