34.Bölüm

8.2K 589 393
                                    


Veeee yeni bölümle karşınızdayım ♥️
Ben bu bölüm Zühal'e hayran kaldım çünkü güçlü kadınları her zaman sevmişimdir.

Minik bir sorum var sizlere, finali kaçıncı bölümde yapalım dersiniz?

İYİ OKUMALAR :)

Evinin bahçesindeki çardağa geçerek temiz havayı içine çekti. Havanın bulutlu oluşu yüreğine kasveti sokmuyordu bile. Tam tersine nefes alabildiği için şükrediyordu. Kalbindeki acıyı havanın kasvetiyle birleştiriyordu. Hava soğuktu diye yağmuru sevmemezlik yapamazdı. Her gün güneş açacak değildi ya!
Alçılı kolunu kucağına koydu ve kafasını kaldırarak gökyüzüne baktı. İki gündür alışık olduğu sesi duymamıştı. Ya da alışık olduğu mavi gözleri görmemişti. Önceden olsa merakından çatlar ya da görmek için ger yolu denerdi ama şu an görmediğine seviniyordu. Ne ara bu duruma gelmişti? Veyahut bu duruma gelmek, getirilmek için ne kötülük yapmıştı?
Gözünden akan yaşı hızlıca silerek üşümesini gidermek için omzunu sıvazladı.
Saçları rüzgarda dalgalanırken elinde kahve bardaklarıyla gelen Zühal'e baktı. Genç kızın ölümsüz neşesi düğünden sonra fanileşmişti. Önüne koyulan kahve dolu bardağı teşekkür ederek aldı ve dudaklarına götürerek küçük bir yudum çekti içine. İçini ısıtmıştı bile bu küçük yudum.

"Ne yaptı Dila?" Zühal çekinmeden sorusunu sorarken Dila tekrardan bir yudum aldı. Kimseye bir şey anlatmamıştı. Herkes sormuştu ama sadece bir kere dile getirmişlerdi.
Cevap alamayınca bir daha da sormamışlardı. Ancak Zühal'in bu sorusu ani olmuştu. Bardağı çardak masasına bırakıp dudaklarını birbirine bastırdı.

"Yalanmış...aşkı...dokunuşu...bakışı...belki de tanışmamız bile." Dila bakışlarını arkadaşının yeşilimsi gözlerinden çekerek bahçedeki ağaçlara ve babasının ektiği petunya çiçeklerine baktı. Rengarenk çiçeklerle dolu bahçe havanın kasvetine kapılmamış, harika bir görsel oluşturmuştu.

"Yalan mı? Ne yalanı bu?" Zühal elindeki kahve bardağını sertçe masaya bıraktı. Birazcık daha bırakırken sertlik uygulasa bardağı kıracaktı.

"Caner Düven ile olan düşmanlığı ve Caner Düven'in bana olan bilmediğimiz aşkı yüzünden beni kendisine aşık etmeye çalışmış ve başardı da...bunu öğrendikten sonra hayatımın en kötü anını yaşadım ve bunu düğün günümde öğrendim." Dila omuzlarını silkip tekrardan kahvesini yudumladı. Hissizleşmiş miydi? Bir şey hissetmiyor oluşu normal miydi peki?

"Caner'i tanımadığını söylemişti Adem. Nasıl oyun bu böyle!" Zühal bir hışımla oturduğu yerden kalktı.

"Yekta amcamın bilmesi gerek."dedikten sonra hızlıca eve doğru ilerledi Zühal. Dila ise panikle arkadaşının arkasından topallayarak ilerledi.

"Zühal hayır gerek yok buna!" Seslenişi fayda değildi. Arkasından ilerlediği arkadaşıyla birlikte evin içine girerken salonda oturan ailesine göz attı. Babası telefonla ilgilenirken annesinin bakışları kendisine doğru dönmüştü.

"Yekta amca..." Zühal'in seslenmesi ile Yekta bakışlarını telefondan çekip genç kıza baktı.

"Söyle amcasının gülü." Yekta merakla genç kıza bakarken kendi kızının bakışlarını fark etti. Dila'nın yüzündeki memnuniyetsizlik hoşuna gitmemişti.

"Vedat Günay hepimizi kandırmış. Ailemize mahsus dahil olmuş sırf Caner Düven'in canını yakmak için Dila'ya yaklaşmış. Çünkü Caner'in Dila'ya karşı hisleri varmış ve ikilinin düşman olduğunu biliyorsundur." Zühal bakışlarını Yekta'dan çekip Dila'ya çevirdi.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin