16.Bölüm

8.6K 605 601
                                    


Bu kez erken geldi bölüm :))

ahsentanem güzel okuyucuma ♥️

Herkese iyi okumalar :)

Dila, gergince yemeklerin servis edilmesini izlerken karşısında oturan adamın bakışlarının farkındaydı. Burada olacağını bilmiyordu ve biraz hazırlıksız yakalanmıştı. En son iki gün önce görmüştü bu adamı ve aklına gelen konuşmalardan dolayı ateş basıyordu bedenini. İlk kez kendisine o kadar açıkça cümleler kullanmıştı bir erkek ve şu an nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Yaşanmamış gibi sayamazdı çünkü adama davetkâr bir soru yöneltmişti.

'Öyleyse neden bekliyorsun?'
Utanmadan söylediği kelimelerden şu an utanıyordu işte. Önüne düşen saçlarını geriye atıp yemekleri koyduktan sonra çekilen çalışanlardan bakışlarını çekip Şeniz hanıma baktı.
Orta yaşlı sarışın kadının gülen yüzü içini rahatlatıyordu ama yine de üstündeki gerginliği atamıyordu.

"Seni böyle birkaç gün önceden haber vermeyip çağırdım ama umarım işinden alıkoymadım." Şeniz büyük ve hafif kalın peçeteyi açıp dizlerinin üstüne koyarken Dila olumsuzca kafa salladı.

"Çok yoğun değilim iki aydır istediğim bir stüdyo daire vardı orayla sözleştim. O biraz yordu bugün beni." Kadehine şarap koyan görevliye baktıktan sonra bakışlarını adama çevirdi. Koyu mavi gözler ifadesizce kendisine bakıyordu. En son şarap içtiğinde başına gelenleri unutmamıştı. Ancak içmezse de ayıp olacaktı. Bir iki yudum alıp daha da içmemeliydi.

"Eşya taşımak ve almak çok zor olmalı. Ben atölyem için aylarca uğraşmıştım." Şeniz'in aklına gelen kötü zamanlar yüzünü buruşturmuştu.

"Dizaynı aylardır aklımdaydı benim. Zaten eşyalarımı depoda saklıyordum. Bugün sadece cansız mankenleri, yatağımı ve dikiş makinelerimi getirttim." Kendi evindeki yatağı değildi sadece fazladan yatak almıştı ve onu koydurtmuştu.

"Yardım gerekliyse eğer..."

Dila hemen araya girip gülümseyerek "Teşekkür ederim ben halletiyorum."dedi. Uzanıp şarabından yudum aldıktan sonra hafifçe boğazını temizledi.

"Peki iki hafta içerisinde bana 10 tane kıyafet dikebilir misin? Bana değil daha doğrusu el mankenlerime."

Dila, Şeniz'in el mankeninden neyi kasdettiğini anlamamıştı. Şaşkınca kadının yüzüne bakarken telefonu çalan ve masadan kalkan Vedat'a bakmamaya çalıştı.

"Şeniz'in mücevherlerin tanıtımı için mankenleri var. Bahsettiği el mankeni bu oluyor." Feridun, genç kadının şaşkınlığından anlamadığını fark etmiş ve daha iyi şekilde anlatmıştı.

"Beni biraz zorlar ama imkansız değil." Dila gülümsemeye çalıştı ama aklı salondan ayrılan adamdaydı. Gelen telefon önemli olmalıydı yemeğin başından kaldıracak kadar.

"Hayat nasıl gidiyor Dila?" Feridun genç kızı utandırmadan Vedat ile ilgili cevap alma derdindeydi. Çünkü çok merak ediyordu Vedat gibi arsız birini nasıl yola getirdiğini.

"Şu sıralar yorucu ama güzel, ya sizin?" Yemeğinin tadına bakıp karşısındaki saçları yavaştan dökülen ama gayet formda olan adama baktı.

"İşten işe koşturmaca...emekliliğime az kaldı onu bekliyorum sonra ver elini Maldiv." Feridun keyifle gülerken genç kız da eşlik etti. Bu adam keyifliydi ve kadını neşelendirmişti.

"Senin ne işin var bu yaştan sonra Maldivler'de ? Otur oturduğun yerde!" Şeniz yoksa kocasını mı kıskanmıştı? Maldivler'de güzel ve genç kadınlar olurdu değil mi?

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin