54.Bölüm

6.7K 437 12
                                    


Finale son 1!

( Yeni kitap yayımda )

İyi okumalar :)

Hayat, para ve ün dışında Vedat'a çok bir şey vermemişti. Bu yaşına kadar aşık olmayı tatmamıştı. Kaybetme korkusunu yaşamamıştı. Hatta kendisi dışında başka biri için endişelenmemişti. Ta ki karşısına bu kadın çıkana kadar. Her farklı duyguyu yaşamıştı kadın sayesinde. Mutluluk, üzüntü, korku, endişe... ve şimdi de baba olma duygusunu yaşayacaktı. Üstelik aşık olduğu kadın tarafından kendisine hediye edilmişti. Birkaç dakika boyunca kadının dedikleri beyninde dönüp durdu. Etraftaki kişilerin konuşma sesleri yok oldu. Kulağı başka ses duymuyordu. Kısa bir süreliğine her taraf sessizleşmişti. Yaptığı hatalardan dolayı kaybettiği bebeğinin acısı bile geçmişti. Hayatın kendisine armağanı mıydı bu bebek? Öyle olduğunu düşünüyordu. Hayat kendisine ikinci bir şans veriyordu.

"Baba oluyorum." Diye fısıldadı ilk önce. İlk olarak kendisine hatırlatmak istedi. Daha sonra ayağa kalkarak etrafına baktı.

"Baba oluyorum ben. Baba oluyorum millet!" Bağırarak tüm dikkatleri üstüne çeken adamın konuşmasını bitirmesinin ardın alkış sesleri yükseldi. Etraftaki kişiler kendisini tebrik etmek için alkışlamaya başlamışlardı. Vedat, sandalyesini itekleyip kadının yanına ulaştı. Genç kadın utanarak bakışlarını etraftan kaçırdığında Vedat kadının çenesini yakaladı. Kadının önünde eğilip mavi gözlere mutlulukla baktı.

"Teşekkür ederim...teşekkür ederim." Kadının tüm parmaklarını öperken mutluluktan ağlamak üzereydi adam.
Dila kendisini tanrıça gibi hissediyordu. Adamın neden teşekkür ettiğini bile bilmiyordu ama hoşuna gitmişti. Her bir parmağının boğumlarında hissettiği dudaklar kendisini mutlu hissettiriyordu.

"İnsanlar bakıyor." Dila etrafa bakmamaya dikkat ederek yalnızca adamın duyabileceği bir ses tonuyla konuştu. Fazlasıyla utanmıştı kendilerine doğrultulan bakışlardan dolayı. Kendisine bakan adamın parlayan gözleri insanlar çekinmediğini belli eden umursamazlığı gösteriyordu.

"Böyle bir güzelliğe herkes bakmalı." Adamın iltifatı bir kez daha Dila'yı utandırdı. Hormonsal mı bilmiyordu ama küçük iltifatlar bile hoşuna gidiyordu. İnsanların alkışlamaları devam ederken Dila adamın gülen yüzünü okşadı.

"Böyle sözler hoşuma gidiyor ama aç olduğum gerçeğini değiştirmiyor." Üstelik artık iki canlıydı. Kendisinden önce bebeğini de düşünmesi gerekiyordu. Ayaklanıp kendisini alnından öpen adamın geri yerine geçişini izledi. Vedat garsona tam anlamıyla masayı donatmasını istemişti. Dila'nın gözleri bayram ederken midesinin de edeceğini bilmek heyecanlanmasına neden olmuştu. Gün içerisinde yemişti ama hâlâ açtı.

"Bugün doğum günün ve ben sana hediyeni veremeden sen bana en güzel hediyeyi verdin." Vedat uzanarak kadının avucunu yakaladı. İçinde büyüyen mutluluğu tamamen paylaşamamıştı.

"Hediyesiz gelmeni istemiyorum partime." Kur yaparak omuz silkti Dila. Nazlanışı adamın hoşuna gitmiş ve güldürmüştü.

"Doktora gittin mi? Gitmediysen eğer gitmeliyiz. Sağlık durumu iyi mi bebeğimizin?" Aniden aklına gelen soruları soran adamın düşünceli hali bu kez kadını güldürdü. Vedat'ın tatlı telaşı şimdiden başlamıştı.

"Mide rahatsızlığıyla gidip test yaptırdım ve öyle öğrendim hamile olduğumu. Ayrıca bu ilk kontrollere seninle gitmeyi isterim." Hep hayalini kurduğu bir andı bu kadın için. İlk kalp atışlarını dinlemeye gittiğinde adamın da yanında olduğu bir sahneydi gözünün önüne gelen. Babası bu fırsatı kaçırmıştı ve Vedat'ın da kaçırmasını istemiyordu.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin