28.Bölüm

8K 576 553
                                    


yoldasmnr  ahsentanem xwxwgece
♥️♥️♥️

İyi okumalar :)


Ortamdaki sessizlik can sıkıcı ve sinir bozucuydu. Herkes gergince birbirine bakarken Esin suyundan büyük bir yudum alarak küçük kızının şaşkın yüzüne baktı.

"İnsanların geçmişleri bizi ilgilendirmez değil mi? Buna babanın geçmişi de dahil. Benden önce evlenmiş olabilir ya da babandan önce ben de başka biriyle evlenmiş olabilirdim. Ama biz günümüze bakmalı ve aile olmamızla ilgilenmeliyiz. Birbirimize olan sevgimiz geçmişi kurcalamamız gerektiğini gösterir." Cümlesinin sonunda gülücük ekledi yüzüne Esin. Güçlü bir anneydi ve Dila annesiyle gurur duyuyordu. Annesinin konuşmasıyla ortamdaki gerginlik yok olmuştu. Yekta korkuyla karısına baktı. Zamanında bu konu yüzünden eşini, sevdiği kadını çok üzmüş ve yıpratmıştı. Yıllarca konusu geçmeyen merhum birinin ismini duymak ve hatırlamak karısını yine kendisinden uzaklaştırır diye korkuyordu. Ancak Esin masanın altından elini tutmuş ve destek verircesine sıkmıştı. Bir sorun yoktu ama şu an Vedat'ı lime lime doğramak istiyordu.

"Sadece babama üzgün olduğumu söyleyecektim. Birini kaybetmek bence çok kötü bir his. Ayrıca Vedat enişte...ee bey için de üzgünüm." Ayla 15 yaşında aklı başında bir kızdı. Şu zamana kadar birini kaybetmemişti ama bunun kötü bir his olduğunu bilecek kadar olgundu. Babasına içtenlikle gülümseyip Vedat'a çevirdi bakışlarını. Aniden kendisine dönen mavi gözlerin şaşkınlığını görebiliyordu. Enişte dediği için miydi? Farkında olmadan söylemişti ki toparlamaya da çalışmıştı.

"Teşekkür ederim."dedikten sonra kaşığını geri kaldırıp çorbasına batırdı Vedat. Küçük kızın anlayışı annesine çekmiş gibi görünüyordu.
Dila her şeyin yolunda gittiğini görünce kardeşine öpücük gönderdi sessiz sedasız.

"Sevdiğin kadını kaybetmek sana da trajik gelir miydi?" Az önce duyduğu kelimenin ne demek olduğunu biliyordu ama çok kullanmıyordu Ayla. Hatta hiç kullanmazdı ama yine de sorusuna katmak istemişti.

Vedat afallayarak elindeki kaşığı çorba dolu kaseye düşürürken küçük kızın sorusu beyninde dolanıp durdu. Korkuyla yanındaki kadına bakarken Dila üstüne sıçrayan çorba tanelerini temizlemeye çalışıyordu. Bu kadını kaybetme düşüncesini daha hiç ne beynine  ne de kalbine sormamıştı.

"Hay Allah!" Şeniz'in de üstüne gelen çorba ile sıçraması bir oldu. Uzanıp peçeteleri avucunda toplayıp üstünü silerken Feridun afiyetle çorbasını içmeye devam etti.

"Gitti güzelim kıyafet. Parasını söylemiyorum bile." Feridun sessizce kendi hizasında oturan Esin'e ve Evrim'e doğru fısıldadı. İki kadın ayıp olmasın diye gülmemişlerdi ama Feridun bunu dert etmeyip sırıttı.

"Gömleğine gelmiş." Dila temiz peçeteleri alıp adamın gömleğini silerken Yekta gözlerini devirip karısının kulağına eğildi.

"Kızımı köle gibi kullanıyor." Diye fısıldadıktan sonra geri doğruldu ve itinayla adamın üstünü temizleyen kızına baktı.

"Saçmalama Servan!" Esin dişlerinin arasında konuşup masanın diğer ucunda olan kızına ıslak mendil vermek için ayaklandı.

Zühal olan biteni izlerken Vedat'ın gözlerindeki korkuyu yakalamıştı. Ayrıca mala dönen adamın hareketleri de normal değildi. Yanında oturan Ayla'nın bacağına bacağıyla vurdu.

"O nasıl soru kız! Feleği şaştı adamın." Eliyle ağzını kapatıp sessizce konuşurken Ayla'nın gösterdiği yere baktı. Cebindeki paraları masanın altından gösteren kızın kirli çıkı olduğunu biliyordu.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin