39.Bölüm

6.8K 530 123
                                    


Bu bölüm sorun yaşamadığım için aşırı mutluyum😂♥️

İyi okumalar :)

Kolsuz kot ceketinin uçlarını çekiştirerek kovboy dansı yapan insanların az ilerisinde durarak ellerini havaya kaldırdı. Çünkü kasabanın yerlilerinden olan panayır göstericisi arka arkaya beş ya da altı kere takla atmıştı. O kadar çok dönmüştü ki Dila sayamamıştı bile. Panayırın renkli ışıklandırmaları altında uyumla dans eden turistlerin ve tatile gelen insanların neşesine ortak olurken elinden tutan Can'a kocaman bakışlar atarak kafasını olumsuzca salladı. Yapamazdı !

"Hadi Dila!" Can'ın ısrarlı sesiyle birlikte çekiştirmesine karşı çıkmak çok zordu. Her ne kadar kafasını olumsuzca sallasa bile kendisini pist alanında bulması saniyelerini almıştı. Elindeki içkiyi fıçı masaların üstüne bırakıp ellerinden tutan adamın dansına eşlik etmeye çalıştı. Ayağındaki sandaletlerle biraz zor oluyordu ama yine de çabuk uyum sağlamıştı hareketlere.

"Dön dön dön." Yüksek ses ve gülüşmelerin arasında Can'ı zor duymuştu. Söylediği kelimeleri idrak ettiğinde aceleci bir dönüş yaptı. Saçları yüzüne çarparken kalçalarını şarkıya uyumlu sallamaya çalıştı. Topuklarının üstünde bir defa döndükten sonra Can'ın eli tekrarda kolunu tutmuştu. Ellerini alkış yapan insanların dansına uymaya çalışan ikili bilmediği halde oynamaya devam ediyordu. Dila ve Can alkışın ritmini yakalamış aynı şekilde ayaklarını bir öne bir geriye götürerek dansın sonlarına gelmişlerdi.
Nefes nefese kalana kadar bilmedikleri bir çok dansa eşlik etmişlerdi. Dila kafasındaki kovboy şapkayı çıkararak kendisine hava yapmaya çalıştı. Felaket sıcak bir akşamdı ve dans etmeleri işini daha çok zorlaştırmıştı. Fıçının üstünden içkisine uzanıp kuruyan dudaklarını ıslattı. Biraz olsun ferahlayabilmişti. Can'ın panayıra gelmeden önce geriye taranmış olan kıvırcık saçları artık özgürlüğe kavuşmuş gibi dans ediyorlardı. Alnına değen tutamları geri çekmeye çalışan Can'ın haline acımış ve elindeki şapkayı adamın kafasına takmıştı.

"Bu yardımcı olur." Dila elindeki kutu içkiyi bitirip çöpe attıktan sonra etrafına bakındı. Dans etmeye devam ediyorlardı insanlar ama artık kendisi edemeyecek kadar yorulmuştu.

"Zühal ve Burak'ın yanına geçelim mi?" Zühal lunaparka gitmek istemiş kuzeni Burak da kendisini kırmayıp onunla birlikte gitmişti. Ancak Can ve kendisi panayıra gitmeyi seçmişlerdi ama Dila şimdi  lunaparkta vakit geçirmek istiyordu. Can'a merakla bakarken anlayışla kafa sallayan adamın hareketiyle kocaman gülümsedi.
Genç adamın koluna girip panayır alanından çıkarken içkinin vermiş olduğu uyuşukluk bacaklarına vurmuştu. Sanki yumuşacık zeminlerin üzerinde yürüyormuş gibiydi.
Panayırın az ilerisinde olan lunaparkın girişine geldiklerinde küçük bir arama yapılmasından sonra içeriye girebilmişlerdi. Bel çantasından telefonunu çıkaracağı an pamuk şeker yemekle uğraşan arkadaşlarının seslenmesini duydu. Hem panayırdaki hem de lunaparktaki müzik sesi Zühal'in sesini bastırmaya yetmemişti. Ciyaklayan arkadaşına bakarken açtığı çantanın fermuarını geri kapattı.

"Pamuk şeker yemelisin." Zühal kendi çubuğundan biraz pamuk şekeri koparıp Dila'nın dudaklarına götürdü. Dila tereddüt etmeden pamuk şekerini yemek için ağzını açmıştı. İçtiği biradan dolayı ağzının tadı kötüydü zaten. Tatlı biraz olsun kötü tadı alırdı diye düşünüyordu.

"Panayır nasıldı? Burak aldın mı biletleri?" Zühal gelmekte olan kuzenine merakla bakarken giydiği tüylü terliklerin parmak uçlarında yükselip çarpışan arabanın kuyruk sırasına baktı. Çok kişinin olmadığını görünce pamuk şekerini hızlıca bitirmeye çalıştı. Burak kafa sallarken Zühal çubuğu çöpe atıp Dila ve Can'a döndü.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin