✖30. Bölüm✖

772 83 33
                                    

Keyifli Okumalaaarrr🥂

Her şey ters gitmek zorunda mıydı? Bir işim rast gidemez miydi gerçekten? Bunu hak etmek için ne yapmıştım ki?

Ulaşmamız gereken bir ada varken önümüze konulan engellen bize vakit kaybettiriyordu. Ne için vakit kaybettiğimi bilmiyordum ama korsanların ne için vakit kaybettiği kesindi. Birer deniz canavarına dönüşmeleri..

Daha fazla oyalanırsak gemi deniz canavarlarıyla dolup taşacaktı. Zavallı ben.. ne yapardım o zaman?

Bilmediğim bir evrende, bilmediğim bir denizde yapayalnız kalırdım. Rüyama giren siyahlı adamlar bile bana yardımcı olamazdı. Aklımı kaybederdim.

Her şey bir yana, başımdan belaların eksik olmaması sıradan hayatımı özletiyordu bana. Aksiyon, aksiyon nereye kadar? Yumuşak yatağımı özledim.

Şey.. yani en azından bir tahta parçasının üstünde yatmıyordum eski hayatımda..

Kamaramın kapısı bir kaç defa tıklandığında az önce bahsettiğim tahta parçasının üzerinden kalktım. Pekala, son zamanlarda bu gemidekiler 'ahlaki' özellikler kazandığı için kağıdakinin kim olduğunu tahmin edemiyordum.

Evet, bahsettiğim kişi WooYoung'du.

Kamaramın kapısını araladım ve kapının önünde bekleyen kişiye baktım. Bu kişi gemide daha önce bir kaç kez gördüğüm ama asla mıhabbet etmediğim biriydi. Merakla ona baktım.

"Bayan, Cerrah sizi çağırıyor."

Bir kaç kelimeyle derdini anlattığında başımı salladım. En azından kaba değil. O arkasını dönüp kapımdan uzaklaşırken uzun kolidorda görünen cerrahın muayene odasını süzdüm.

Bu beni neden çağırıyor ki şimdi?

YeoSang'la diğerlerine kıyasla biraz daha iyiydik ama yinede aramızda buzlar vardı. İlk zamanki gibi değildik yani. O da bunun farkındaydı ve ona göre davranıyordu. Fakat bu davranışı.. yani beni ayağına başka birisinin aracılığıyla çağırması.. pek YeoSang'a göre değil gibi?

O herhangi bir şey söyleyecekse kendi söylerdi. Birini kapıma yollamazdı. Bunu sadece HongJoong yapıyordu ya da SeongHwa.

Durumu garipseyerek kamaramı terk ettim. Alt güvertede adımlarken düşünceleri aklımdan atamıyordum.
Özellikle bulunduğum durumu ele alınca içimi bir endişe duygusu ele geçiriyordu.

Revirin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapalı olan kapıyı araladım. Aklıma gelen ve gözümün önünde canlanan hayali sahneler yerine mürettebattan birini tedavi eden YeoSang'ı görmek beni rahatlattı.

Şimdilik.

"Geldin mi? Yardımına ihtiyacım var."

Adamın ayağını sarmaya devam ediyordu. Muhtemelen pansuman yapmıştı. Arkasını dahi dönmeden benim geldiğimi anlamıştı. Girmeden önce kapıyı mı çaldım acaba fark etmeden?

Kapının eşiğine yaslandım. Beni çağırmasının nedenini merak ediyordum. Özellikle bu durum YeoSang'lık bir davranış değilken daha çok merak ediyordum.

"Bir sorun mu var?"

Sarma işlemini bitirince kumaşı sağlam bir şekilde bağladı ve sağlamlığını kontrol etti. Sağlamlığından tatmin olunca ellerini yanındaki kuru bezle temizledi. Sargı işlemi avuçlarını terletmiş olmalıydı.

"Sayılır."

Küçük bir kafa hareketiyle benim göremediğim bir yeri işaret edince mecburen içeriye girdim. Küçük adımlarımla YeoSang'ın gösterdiği yere ilerledim. Gereksiz bir merak duygusu hücrelerime kadar işlemişti.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin