✖19.Bölüm✖

765 79 86
                                    

İnsan gürültüsüyle harmanlanmış dalga sesleriyle açtım gözlerimi. Sanırım Lenny beni karaya göndereceğini söylediğinde biraz beklemesini söylemeliydim. Bir şey söylememe izin vermeden yapmıştı ne yaptıysa..

Yattığım yerden doğruldum. Okyanusun dibindekine nazaran daha dinç hissediyordum. Ve daha değişik?

Gözlerim içinde bulunduğum ortamda dolandı. Tahta.. tahta.. ve tahta. Gemideyim! Yine..

Ama bu bana Treasure'da verilen kamaradan oldukça farklıydı. Kamaramı değiştirme ihtimalleri? Sanırım yok...

Ellerimizla üstümde gezdirip haritayı aradım. Bunca şeyi o harita için yapmıştım ve ona zarar gelmesini istemezdim. Daha haritaya doğru düzgün bakamamıştım bile!

Elimin altında hissettiğim silindir ile rahatladım. Oradaydı! Kaybetmemiştim.. Elimi uzatıp haritayı çıkaracakken duyduğum ayak sesleri ile duraksadım. Sanırım haritayı sonra incelesem güzel olacak..

Ayak sesleri yaklaştı.. yaklaştı ve tam kapımın önünde durdu. Gergin ve ne göreceğimi bilmediğim için merakla kapıya baktım. Kapının içeriye doğru açılışını izledim. Kapı açılınca gördüğüm adam bana hiç tanıdık gelmemişti. O halde...

Treasure'da değildim! Nerdeydim!?

"Uyanmışsın.. Kaptan seni bekliyor."

Garibanın yüzü gülür mü? Yine bir korsan gemisindeydim. Tanrım.. yine bir korsan tarafından esir alınmak istemiyorum..

Öylece durmuş ona bakarken o arkasını dönüp ilerlemeye başlamıştı. Mecbur bende onu takip edicektim. Kaptanının yanına götürüyordu sonuçta.

Altgüvertede bana verilmiş olan odadan çıktık ve ana güverteye çıktığını düşündüğüm merdivenleri tırmandık. Sanırım bütün kaptanların kamarası ana güvertedeki.

En azından korsanların.

Tamda düşündüğüm gibi ana güverteye çıkmıştık. Adımlarını köprüüstünün altındaki bölüme yönlendirince, bu geminin yapısının aynı Treasure'a benzediğini fark ettim. Ya da bütün korsan gemilerinin düzeni aynıydı. Bilemiyorum..

Kamaranın kapısını tıklattı ve kapıyı yarım açıp kafasını içeriye uzattı.

"Kaptan?"

Önümdeki adam sanırım kaptandan onaylar işaret aldı ve kapıyı ardına kadar açıp beni içeriye davet etti.

En azından ikinci kaptanları azda olsa SeongHwa'dan daha kibardı. Öküz Hwa ilk gün bana nasıl davranmıştı öyle..

Kötü günler geride kaldı MiRan.. şimdi bizi daha kötüleri bekliyor...

Kamaranın içine doğru adımladığımda ikinci kaptan olduğunu düşündüğüm adam geride kaldı. Bulunduğum odanın havası ferahtı. HongJoong'un kamarasına kıyasla yani..

HongJoong kamarasını hiç havalandırmıyordu sanırım çünkü onun kamarası hiç ferah değildi. Ya da kamaranın içine doldurduğu eşyalar odanın ferahlığını alıyordu.
Emin değilim.

"Çıkabilirsin LeeDo."

LeeDo dediği adam kaptanına tedirgin bakışlar attı. Tanrı aşkına! Benim gibi görünen bir kadın ona nasıl zarar verebilir!? Benim tedirgin olmam gerekiyor!

LeeDo kamarayı terk edince kaptan yerinden doğruldu ve masadan dolaşıp önüme kadar geldi. Arkasında birleştirdiği elleri bir şey saklıyordu.

"Merak ediyordum.. bir kadının şeytan üçgeninin ortasında ve suyun içinde ne işi olabilir?"

Doğru söylüyor. Bende merak ederdim! Ah kaptan bey ben bile daha alışık değilim.. sorgulama lütfen.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin