Hellooğ ben geldimm! Gece bölümlerini özledik mii? Ben özlemişimm :(
Akşama kadar (Ateez Don't Stop mvsi) sabredemedim ve yazar yazmaz bölümü fırlattım yine.. offf iflah olmuyorum vallaha dkdjdjkdkdkfnfn
Keyifli Okumalarrr🥂
Bekçilerin kar üzerinde bıraktıkları izleri takip ederek onların yanına geçtim. Üstümde bir gerginlik vardı ayrıca kötü bir hisle kavruluyordu ruhum.
Bunun nedeni Sirenlerin saf değiştirmesi miydi?
Siren kraliçesi ile aramızda geçen kısa konuşmadan sonra bizim tarfaımızda olduğuna neredeyse emindim. Öyle ki bana bu dünyaya geri dönebilmem için paralel evrenden bir beden bulmama yardım etmişti.
Yanlış giden neydi? Neden bir anda cadıların tarafına geçmişlerdi?
"Onlar için endişelenme, YunHo da yanlarında olacak."
Bekçi YeoSang'ın gülümseyerek omuzuna dokunmasıyla buruk bir tebessüm sundum. Bir de bu vardı değil mi? Korsanlar..
Yolun hemen her adımında benimle olan, bana destek olan insanlar. Şimdi omuzlarında büyük bir yük vardı onların. Wonderland'in boyut kapısının güvenliği tamamen olmasa da onlara kalmıştı. Son savunma hattıydı onlar.
"Aslında Sirenlerin neden saf değiştirdiğini merak ediyordum. Kraliçeyle konuşmuştum ve bizim tarafımızda gibiydi."
Cadıların yarattığı yıkımı bana o göstermişti ve bundan hoşnut değildi. Peki değişen neydi?
"Belki de insanlar haklıydı. Sirenler karınlarını doyurmaya çalışan canavarlardır belki de.."
Şiddetle karşı çıktım. Böyle olmadığına neden bilmiyorum ama emindim.
"Hayır, onlar açgözlü yaratıkları insanlardan ayıran varlıklar. Bundan eminim. Farklı bir şey olmuş olmalı."
"Hiçbir şeyden emin olamayız Aurora. Tek bir şey hariç. Okyanusun kalbi sende ve bunun sayesinde onları tekrardan bizim tarafımıza çekebileceksin."
O da haklıydı. Benim sebepsiz güvencim hiçbir işe yaramıyordu. Güvenebileceğimiz tek şey okyanusun kalbiydi. Yüzük parmağıma takılı olan safir yüzük.
İyi, hoş ama bunu nasıl kullanacaktım? Bir kullanma kılavuzu ya da daha öncesinde bunu kullanan biri yanımda değildi.
"Üzerinde deneyeyim mi? Antrenman gibi düşün?"
YeoSang alaylı bir nefes verdi. Ellerini kalçalarına yaslayarak üzerime eğildi.
"Majesteleri, ben su canlısı değilim. Bir bekçiyim."
"Ve ben de sıvı olan her şeyi yönlendirebilen biriyim. Kan da öyle."
Tek bir bakışla YeoSang'ın kalçasına yaslı ellerinden birini havaya kaldırttım ve kendisine tokat atmasını sağladım. O şaşkınlıkla eline bakarken gülümsedim.
Bu mükemmel bir yetenekti. Kanı yönlendirmek. Aynı zamanda da korkunçtu. Cadının söylediği gibi.
"Gerçekten mi!?"
Ufuktan yükselen borozan sesi Paralel YeoSang'ın isyanını bastırdı. Bakışları hızla o yöne döndü. Suyun üzerinde yükselmiş cadılara ve önlerine dizilmiş ölü askerlerde bir göz gezdirdim.
Sirenler, ölü askerlerin arasına karışmışlardı. Ve yanlış görmüyorsam Siren Kraliçesi de cadılarla yan yanaydı.
"Atalarının saklamak için canını feda ettiği bu yeri tek hamlede önümüze serdiğin için sana minnetarız Su Tanrıçası. Bu nezaketini kesinlikle karşılık bırakmayacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Fanfiction"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...