✖22.Bölüm✖

758 77 27
                                    

"Hayır! Öyle tutarsan eğer bileğini burkarsın."

"Sen nasıl tutuyorsan öyle tutuyorum şu an!"

Belki de HwanWoong'dan yardım istemek hataydı. Kılıç kullanmayı bilmediğim ve buna ihtiyacım olduğu için ondan limandan ayrılana kadar bana bir kaç şey öğretmesi için rica etmiştim. Kabul ettirmek zor olmuştu ve araya adam sokmak durumanda kalmıştım tabii.

Ravn bu konuda bana yardımcı olup HwanWoong'u ikna etmişti. Bana karşı olan hiç bir yardımdan geri çekilmiyordu.

"Ah.. bak şöyle olacak."

Yanıma geldi ve kılıcı tutan elimi düzeltmeye çalıştı. Doğru tuttuğum konusunda inat ederek düzelttiği tutuş şeklini tekrar eski haline getirdim.

Hayır yani! Tek farkı kılıcı biraz yamuk tutmamdı. Ne var? Olabilir! Hem karşımdaki bana saldıran kişiye 'bir dakika duruşumu düzeltmem gerekiyor' mu diyeceğim? Ve o da bekleyecek? Saçma!

"Kılıç kullanmak bu kadar zor olmamalı! Sadece kılıcı sağa sola sallıyorsunuz!"

"Sen onu bile yapamıyorsun?"

"Düzgün öğretmiyorsun! Sürekli duruşumu düzeltiyorsun sadece!"

"Ya! Eğitim mi izliyorum, laf dalaşı mı?"

Xion ve KeonHee oturdukları kayanın üstünden bizi izliyordu. Onlar için eğlenceli olsa gerek. Ben de sadece izlesem ben de eğlenirdim.

"Onun kötü bir eğitmen olduğu konusunda beni uyarmalıydınız!"

"Ben mi kötü eğitmenmişim? Sen anlattıklarımı anlamıyorsan ne yapabilirim?"

Kılıcını kuma sapladı ve ona yaslandı. Neredeyse 2 saattir bana bir şeyler öğretmeye çalışıyordu ve anlattıklarını ona göre düzgün yapamıyordum. Ben onun duruşunu taklit ettiğim için yanlış yaptığımı da düşünmüyordum.

Kılıç kullanmak bu kadar zor olmamalı!

Tekvando dışarıdan daha zor görünüyordu! Kılıç kullanmak hiç zor görünmüyordu ki.. Hâlâ yolun başındayken vaz mı geçsek? Tekvando beni bir yere kadar götürür..

"Görüp görebileceğin en iyi öğrenci duruyor karşında! Sadece 1 yılda tekvandoda siyah kuşağa yükseldim ben!"

"Tekvando mu? O-"

Elimdeki kılıcı kumun üstüne bıraktım onun kuma sapladığı kılıcın üstüne yasladığı ellerinden birini tutup kendime çektim. O daha şaşkınlığını atlatamamışken kolunu sıkı sıkıya tutup sırtımın üstünden atladıp kumların üstüne serdim onu.

Xion, KeonHee ve yerdeki HwanWoong bana bir süre şaşkınlıkla bakarken gülümsemiştim. Bunu seviyordum.

Şaşkınlığını atlatan KeonHee anında alkışlamaya başlamıştı.

"Woaa! İnanılmaz!"

HwanWoong hızlıca yattığı kumların üstünden kalktı ve üstün yapışan kumları temizledi. Xion hâlâ öylece bakıyordu. En çok o şaşırmıştı. Sanırım benden böyle bir şey beklemiyordu.

"Böyle bir teknik biliyorsan neden kılıç kullanmak istiyorsun? Bu seni idare eder."

Üstünü temizlerken bir yandan benimle konuşuyordu. Düşüncelerine katıldığım söylenemezdi. Bana kılıç gibi keskin bir cisimle saldıran bir kişiyi halledebilirdim. Evet, ama bir kaç kişi.. imkansızdı. Ayrıca tekvando saldırı değil savunma sanatıydı.

"Haklı! Buna ihtiyacın yok."

KeonHee yerdeki kılıçlarımızı alıp bize verirken konuştu. Uzanıp kılıcımı aldım. HwanWoong da kılıcını alıp üstündeki kumları temizlemeye başladı.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin