YunHo ile köprüüstünde, dümen başından ana güvertede paspas yapan WooYoung'u izliyorduk. Bir insanı paspas yaparken izlemek bu kadar zevkli olabilirdi sanırım. Tahta zemine attığı her paspas sonrası MinGi istisnasız cephaneden çıkıyor ve güverteyi turlayıp yanımıza geliyordu.
Dip not: Bu gemide cephane asla temizlenmiyordu.
Ah işte eğlenceli olan tarafı buydu. Hem bu yüzden söyleniyor hem de tekrar paspas atıyordu. WooYoung dün gece görev yerini terk ettiği için SeongHwa tarafından cezalandırılmıştı.
Salak! Yerine başkasını geçirmiş ve ortadan kaybolmuştu!
Tabii bunlar ben uyurken olduğu için mutluydum. İlk defa huzurlu bir uyku çekmiştim. Siyahlı adamlardan biri de gelmemişti. Halimi siz anlayın..
Cephanenin kapısı tekrar bir gıcırtıyla açıldığında gülmemek için kendimi zor tutuyordum. YunHo ise rahat takılıyor, 32 diş gülümsüyordu.
"MinGi geliyor. WooYoung bu sefer onun üzerine atlayacak kesin.."
Kafamla onayladım onu. Sabahtan beri paspas yapıyordu ve öğlen olmasına rağmen bitirememişti hâlâ.
MinGi sağ olsun!
Cephane kapısı gıcırtılı bir sesle aralandı. YunHo olayları HD görüyordu zaten ama WooYoung'un gelen kişiyi görmesi için başını tahta zeminden kaldırması gerekiyordu.
Ben ise bana spor spikerliği yapan YunHo ile yetiniyordum çünkü benim bulunduğum yerden cephane kapısı değil kalın yelken direği görünüyordu.
Gıcırtılı sesi o da duymuş olsa gerek elindeki paspası bir mızrak gibi kullanarak MinGi'ye fırlattı.
Sonunda! Ondan bu tepkiyi uzun zamandır bekliyordum. Bence gayet iyi idare etmişti bile!
"MiRan.. sanırım işimize dönsek iyi olacak."
YunHo konuşunca dikkatimi toparladım ve ona baktım. Tedirgin gibiydi. Niye? MinGi ve WooYoung'un kavgasını izleyecektik ne güzel?
"Niyee!? Sabahtan beri bu anı bekliyordum ben!"
YunHo kolumdan tuttu ve ana güverteye bakan balkondan uzaklaştırdı beni.
"İnan bende ama bizim istediğimiz olay bu olay değil."
Anlamadım. WooYoung, MinGi'yi dövmeye çalışacaktı ve bizde izleyecektik işte! Değil mi?
"Elimden kaydı... gerçekten!"
Sanırım.. gelen kişi MinGi değildi. Bak buna daha çok gülerim işte! Tam bir şapşalsın WooYoung..
"MinGi değilse kim geldi? Sabahtan beri burdayım ve oraya MinGi'den başka giren çıkan olmadı."
"Çünkü başından beri oradaydı. Sen buraya gelmeden önce bile oradaydı."
Niye durgun bir sesle konuşuyorsun ki şimdi. Korkutuyor..
"Kim?"
YunHo soruma cevap verecekken kapının çarpma sesi duyuldu büyük gemide. Her kimse bu kişi.. çok sinirlenmiş olmalı..
"San. Hani hayatını kurtarmıştın?"
Hıhı. O da ayak parmağımı koparmaya çalışmıştı. Çok net hatırladım. 3 gün falan yufka yüreklilik yapacağım diye hastalıktan gebermiştim hatta?
"Ahh hatırladım.."
Wooyoung köprüüstüne, yanımıza çıktı ve aynalığın çıkıntısına bıraktı kendini. Yorgungun gibiydi ama korkmuş gibi değildi asla. Sinirliydi hatta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Fanfic"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...