✖41. Bölüm✖

846 76 117
                                    

Ben geldimm. Dedim Ateez kambek yapınca bir uğrayayım buraya 😂
Japon albümleri fazla dinlemem (N.Flying dışında) ama Ateez olunca konu dinleniyor bee😍

Keyifli Okumalarr🥂

"Daha iyi misin?"

MinGi ona söylediğim gibi kumaş parçalarını alkolle ıslatıp bana uzatırken onayladım onu. Beni o halde kumsalda bulduğunda endişelenmiş ve yanıma koşmuştu. Eli ayağı birbirine girmişti.

"Duracak gibi görünmüyor. YeoSang'a haber vermeliyiz!"

Yarama bastırdığım gibi kıpkırmızı olan kumaşa emdişeyle baktı. Yatağımın yanındaki tahta sandelyeden doğrulmak üzereyken kolunu tuttum. YeoSang'a haber vermek gibi bir hata yapmamalıydı. Bunu, mümkün olduğunca az kişi bilmeliydi. MinGi bunu bir türlü anlayamıyordu!

"O-olmaz! Bu ikimizin arasında bir sır olarak kalmalı MinGi. Diğerlerini endişendirmek istemiyorum. Bana söz ver!"

Diğerlerini endişelendirmekten çok, içinde bulunduğum durumdan kimsenin etkilenmesini istemiyordum. Zaten dağınık halde olan korsanların aklını bir de ben karıştırmamalıydım. Zamanımız azalıyordu ve onlar yol konusunda bana bel bağlamışlardı. Yaralı olduğum öğrenilirse..

"Aklını mı kaybettin sen? Ölmek üzeresin!"

"Ne olduğumu unutuyorsun.. Sakinleş, iyileşeceğim. Aramızda tamam mı?"

Endişeli gözlerini gözlerime dikti. Emin olmak ister gibi baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve kolunun üzerine koyduğum elimi diğer eliyle kavrayıp sıktı. Destekleyici bir sıkmaydı bu.

"Daha kötü olduğunu görürsem YeoSang'a haber vereceğim. Bu yüzden çabucak iyileş."

Acının el verdiği kadar büyük bir gülümseme sundum ona. Çift taraflı olan bu yara bana pek yardımcı olmuyordu. Kendimi iyileştirmeye çalışsam da bu boş bir çabaydı. Hiçbir işe yaramıyordu.

Suyun merhametine hoş geldiniz!

MinGi beni kumsalda bulduktan sonra onu zorla ikna edip gemiye taşıttırmıştım kendimi. Yarı yolda kamp alanına doğru ilerlese de bir şekilde ikna etmiştim onu. Bu, yosun kokulu odayı özleyeceğim aklıma gelmezdi ama özlemiştim.

"Nasıl yaralandın sen? Bu kadar fena bir şekilde? Biri mi saldırdı yoksa!"

Hadi MiRan! Açıkla şimdi çocuğa 'merhametin sonucu' zırvalığını!

"Sadece güçlerimi geliştirmek istemiştim.."

Tamam, iyi kıvırdım sanırım.

"Cadılar biz farkında olmasakta etrafımızda MinGi. Bense güçlerinin yarısını bile keşfedememiş bir Tanrıçayım. Onlar çok güçlü.."

"Ve sen de öyle. Kendin söyledin, güçlerinin yarısını bile keşfedemedin. Onları keşfedince çok, çok daha güçlü olacaksın. Benden bile daha güçlü olabilirsin, çok çalışırsan. Tabii kendine zarar vermeden!"

Ukala bakışlarını beni biraz olsun rahatlatmak için attı. Bu beni bir kez daha gülümsetmişti.

"Çok çalışacağım! O adaya en yakın zamanda ulaşacağız, söz veriyorum."

"O halde ben de, söz veriyorum. Seni koruyacağım. Bütün denizlerin ve 7 karanın en güçlü topçu korsanı olarak arkanı her zaman kollayacağım."

Karnımın üstündeki kırmızıya boyanan kumaşı aldı ve yenisini alkole bulayıp yeniden bana uzattı.

"Çünkü sen kendini koruyamayan bir Tanrıçasın."

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin