✖2.Bölüm✖

1.2K 121 99
                                    

"Wonderland neresi biliyor musun?"

"Hayır efendim ama hikayesini biliyorum."

Dikkatle karşımdaki kadını dinlemeye başladım.

"Wonderland bütün denizcilerin hayalinde olan bir ada. En azından herkes öyle biliyor. Bir rivayete göre wonderland'e ulaşan herkesin tek bir dilek hakkı olurmuş. Bir çok denizci bu uğurda hayatlarını çürütmüş."

"Ah demek öyle. Peki ulaşan olmuş mu?"

"Sanmıyorum küçük hanım. Eğer ulaşan olsaydı gizli kalmazdı."

Kimsenin ulaşamadığı bir yere ben nasıl ulaşacaktım acaba!? O aptal kitabın arkasında bir pusula vardı ancak normal bir pusulaydı. Doğu, batı, kuzey, güney falan..

Nasıl yapacaktım bilmiyorum ama Wonderland'e gidip eve dönmek için dilek dilemem gerekiyordu.

Adını asla öğrenemediğim bana sürekli 'Küçük Hanım' diye seslenen kadın 2 günün sonunda beni kamaradan çıkarmayı başarmıştı. Malezya'da her nereye gideceksek, gelmek üzereydik. Limana varmamıza duyduğuma göre 3 saatten az kalmıştı.

Beni gideceğimiz yer için hazırlayan o olmuştu tabii. Zorla hazırlanılmak nedir, onu da öğrenmiştim. Ah bir de elbisenin içinde içlik olduğunu öğrenmiştim.

Okyanusun ortasında üşümememin nedeni içlikmiş.

Her neyse. Benim bu gemiden kaçmam gerekiyordu yoksa korsanlar tarafından kaçırılacaktım! Bu ne zaman olacak bilmiyorum ancak olacağı kesindi. Dönüş yolunda da olabilirdi, şimdi de..

"Kaptan! Siyah flamalı bir gemi yaklaşıyor!"

Ah.. sanırım şimdiymiş.. Ben ve şom ağzım..

Bütün güvertede yankılanan ses ile geç kaldığımı anlamıştım. Kaçmak için geçti ve ben yüzmeyi canımı kurtaracak kadar bildiğime göre saklanmak yapabileceğim en iyi şeydi.

Arkasına bile bakmadan benden önce kaçan bayan 'küçük hanıma' göz devirdim ve kamarama doğru koşmaya başladım. Kitaba ulaşırsam bana yol gösterebileceğini düşünüyordum.

Eteğimi sağ avucumda tutatak koşa koşa kamarama girdim. Pekala.. ne yapabildim. Bu gemiden kaçmam gerekiyordu. Hayır! Önce kitaba bakmam gerekiyordu.

Lütfen.. lütfen beni kurtarabilecek bir şey olmuş olsun! Yoksa korsan avı olacağım!

Kitabı açıp hızlıca sayfaları çevirdim. Ve.. hüsran. Hala aynı çizim. Sonrasında boş sayfalar.

Ne yani! İlla o korsanların eline mi düşmem gerekiyor!? APTAL KİTAP!

Tamam. Kendimi toparlayıp kaçmak için plan yapmam gerekiyor. Eğer geminin arka tarafına gidersem, onlara görünmeden suyu boylayabilirdim. Az buçuk bildiğim yüzme beni herhangi bir karaya kadar idare edebilirdi. Sanırım.

Kamaram geminin arka kısmında olduğu için şanslıyım ama bu korsanların kamaraları aramayacağını söylemiyordu. Kamaranın penceresinden dışarı baktım. Herhangi bir çıkıntı ona basarak, korsanlar kamarayı arayana kadar durabileceğim bir çıkıntı arıyordum.

Buldum! Tanrım.. benim tarafımda olduğunu biliyordum!

Tahta geminin nemden yosun tutmuş ve kaygan kısımlarına tutunmak zor olacağı için kamaranın içinde bulunan dolaptan bir siyah kumaş aldım. 5 uzun şerit oluşturacak şekilde çekmecenin birinde bulduğum basit bir hançerle kestim.

Şeritlerden ikisini ellerimden bileklerime kadar sıkıca bağlarken bir tanesini belime bağladım. Geminin tahta olmasının avantajını kullanarak diğer bir kumaşı yatağın ayağına bağladım. Kumaşın diğer ucunu duvardaki aralıktan sokup dışarıya çıkarttım. Eğer ellerim kayarsa bu şerit beni tutacaktı.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin