✖31.Bölüm✖

763 80 26
                                    

Güne yeni bölümle başlayın istedimmm. Benim günüm 1 de başlıyor daa ehehehe

Keyifli Okumalarr🥂

Alt güvertede belli etmemeye çalıştığım titrek adımlarım ve arkamdan gelen Kaptanlar eşliğinde yürüyorken planımı yokluyordum. Evet, bu ikisini odama kitleyecektim. Hazırlığımı önceden yapmıştım.

Harita ve kitap oldukça güvenli, kimsenin bulamayacağı bir yerdeydi. Hayır, bu sefer yastığımın altı değil.

Onları Kaptanın kamarasına saklamıştım. Bu çok zor olmuştu çünkü HongJoong kamarasını neredeyse hiç terk etmeyen bir kaptandı. Tuvalet ihtiyaçları hariç. Onları o tuvalete gittiğinde kamarasına saklamıştım.

Bir an SeongHwa'ya yakalanacağım diye korksam da bunu başlamıştım. MinGi bu konuda, istemeden de olsa, bana yardımcı olmuştu. Kaptanın kamarasına ilerleyen SeongHwa'yı lafa tutmuştu.

Pusula ise her zaman yanımdaydı zaten. Onu yanımdan ayırmayı düşünmüyordum.

Kamaramın önüne geldiğimizde kapıyı araladım ve kaptanın girmesi için yol verdim. Bir şeyi unuttum gibiydi ve bu beni kaygılandırıyordu nedense..

HongJoong, kamaranın içine doğru adım attığında SeongHwa onu takip etti. Onlar kamaranın içine girer girmez kapıyı kapattım ve hemen kitledim. Şey.. yani paspas sopasını kapıyı açmasına engel olacak şekilde kapıya sıkıştırdım desem daha doğru olacak.

"Bu da ne!? MiRan! Aç şu kapıyı!"

Kapıni yumruklanmaya başlayınca yutkundum. Ya! Daha alt güverteyi kitleyecektim ve alt güvertedeki mürettebatın uyanmasını istemiyordum!

Onların bağırışmalarına kulak asmadan ana güverteye çıkan merdivenleri tırmandım. Sanırım ilk defa Treasure'ın devasa bir gemi olmasını seviyordum. Ses YunHo'ya kadar gitmiyordu. Gitseydi şimdiden burada olurdu.

Ana güverteye çıktığım gibi kapağı indirdim ve demir sürgü sayesinde kitledim. Ancak bunun yetmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden etraftan bulduğum dolu varilleri kapağın üstüne bıraktım.

[Bölüyorum ancak sormam gereken bir şey varrr! Geminin bölümlerini yazıyorum falan ama anlıyor musunuzz? Ona göre resimde anlatmayı düşünüyorum. Okumaya devam edebilirsinizz <3 ]

Alt güverteye inen merdiveler ile köprüüstü arasında hatrı sayışır bir mesafe olduğu ve karanlık olduğu için YunHo beni göremiyordu. Ayrıca alt güvertedeki kaptanın ve SeongHwa'nın bağırışmaları buraya boğuk bir ses şeklinde geliyordu.

Doğrusu tahtanın iyi bir yalıtkan olmadığını düşünüyordum.

Nefeslendim ve yeniden köprüüstüne, YunHo'nun yanına ilerledim. Planım şu anlık gayet iyi işliyordu. Tek pürüz YunHo idi.

"İşin bitti mi? HongJoong daha uzun tutar sanıyordum."

"Ben de öyle sanıyordum."

İç cebime sokuşturduğum pusulayı çıkardım ve baktım. Çoktan farklı bir yönü göstermeye başlamıştı ancak bizim gideceğimiz yer orası değildi. Ufaktan kendini belli eden kayalıklardı hedefimiz.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin