Uzun süre sonra.. Döndümm! Ve evet yine absürt bir saatte dkfkfkkfkfkfkkf
Keyifli Okumalarr🥂
"Aslında sizi ibretlik olsun diye böyle bırakmak istiyordum ama yufka yüreğime denk geldiniz."
Ellerimi göğüsümün üzerinde bağlamış eserimin etrafında dönüyordum. Ayakları buzla kaplanmış HwanWoong ve SeoHo bu eziyetin bitmesini istercesine nefes vermişti.
Buz yavaşça çekilirken ikisi uzun süre ayakta durmanın verdiği acıyla yere kapaklandı. Ayak bileklerini ovuşturuyorlardı.
"MiRan? Peki ben?"
Elindeki kılıçla boğazına kadar buzla kaplanmış Xion'a baktık üçümüz. O, büyük ihtimalle hyunglarını kurtarırken böyle bir durumun içine düşmüştü. Buz, ona zarar vereceğini anlayan herkesi donduruyor ve hareket edememesi için kaplıyordu.
Eli ve tuttuğu kılıcı havada asılı duran Xion bunun büyük kanıtıydı.
"Bana bak küçük korsan, bir daha onlara uyup böyle bir şey yaparsan bu defa buz boynunda durmaz. Saçlarına kadar ilerler ve buzdan bir heykele dönüşürsün. Anlaşıldı mı?"
O derince yutkunup başını sallarken buz onun bedeninden yavaşça çekildi. Limanın ıssız kısınlarında olduğumuz için bizi gören kimse yoktu. Belki Treasure.
"Güzel. Bu arada-"
SeoHo bir anda kendini denizin soğuk kolların bulmasıyla neye uğradığını şaşırdı.
" bana 'Cadı' dediğini unutmadım!"
Xion ve HwanWoong denize düşen arkadaşlarına bakarken bakışlaı ağır çekimde bana döndü.
"Çakmayı ben sandığın için aslında seni atmam gerekiyor ama dediğim gibi-"
"Sen ve tuğla aman(!) yufka yüreğin, evet."
Xion'un büyüyen bakışları savaşçıyı bulurken sessizce söylendi.
"Hyung, ne yapıyorsun!?"
HwanWoong'u suya atmaya çalışırken o, beni kolumdan yakalayıp çektiği için ikimiz anı anda suya düştük. Ancak ben son anda tahta limandan destek alarak daha uzağa düştüğüm için ve buza hükmettiğim için suya düşmedim, suyun üzerinde öylece oturuyordum.
"Bu haksızlık!"
SeoHo eliyle bana doğru su fırlatırken su bana ulaşamadan donuyor, kristaller halinde denize geri dönüyordu.
Oluşturduğum buz oklarını havada bekleterek ona baktım.
"Ben de yapayım mı?"
"Hayır, kalsın.."
Buz okları yavaşça denize düşerken denizin üzerinden yürüdüm ve onlara yakınlaştım. Ben ilerledikçe ayağımın altındaki su donuyor, kalın bir buz katmanı oluşuyordu.
Elimi uzatarak onları buzun üzerine çektim. Ardından tahta limanın yakına ilerledim ve onların limana çıkmasına izin verdim.
"Seni neden sürekli denizin ortasında bulduğumuz şimdi anlaşıldı."
"Hepsi birer tesadüftü. Her zaman denizin ortasında olduğumu mu sanıyorsunuz?"
SeoHo oturduğu tahta üzerine uzanırken gözleri gökyüzüne bakıyordu. Güneşli bir gün değildi. Bulutlar gökyüzünü bugünlük fethetmiş gibiydi.
"Aslında evet. Bir Siren olduğunu bile düşündük."
"Deniz kızı bile değil yani. Siren?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Fanfiction"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...