MinGi işare parmağının ucuyla omzumu dürterken buna ne zaman son verecek diye içimden geçirerek bekliyorum.
"Normal insan gibi ama?"
"Yarı insan çünkü salak!"
WooYoung, MinGi'yi benden iterek uzaklaştırdı. Bu MinGi'nin umrunda olmamıştı, tekrar yanıma gelip beni incelemeye devam etmişti. Şu an meraklı küçük bir çocuktan farkı yoktu. Sevimli..
Vanga'nın eski evinden çıktıktan sonra hepimiz hayalet görmüşcesine bembeyaz kesilmiştik. Daha ben başıma gelenlerin ağırlığını taşıyamazken onların şaşırmaması imkansızdı zaten.
Özellikle WooYoung..
Kaçamak gözlerle arada bana bakıyordu. Tedirgin olduğu bir şeyler vardı ve bunun benimle ilgili olduğunu herkes anlardı.
YeoSang'ın söylediği bütün malzemeleri alıp limana geri döndüğümüzde bizi iskelede o karşılamıştı. Tedirgin bakışlarını etrafta gezdirirken yanında dikilen YunHo'ya bir şeyler anlatıyordu.
Yaralandığımı düşündüğü için gemide hazırlık yapmış olması muhtemeldi. Üçümüzünde sağ salim geldiğini görünce derin bir nefes aldı. Yanına vardığımda özellikle sağ tarafımı kontrol etti. Sağ tarafımdan yaralanacağımı biliyordu.
MinGi elini bu sefer gözüme sokunca kendime geldim. MinGi, ne yapıyorsun acaba çocuğum?
"Kızın gözünü mü oyacaksın!?"
"Sadece merak ettim!"
MinGi'ye müdahaleyi bu sefer JongHo yapmıştı. Bulunduğumuz kamaramdaki kapı duvarına fırlatmıştı çocuğu! Kendime not, JongHo ile fazla uğraşma.
"Ne yapacaksınız? HongJoong'a söyleyecek misiniz beni?"
Beni HongJoong'a söylerlese ne olurdu bilemiyordum. Kendi amaçları için beni kullanır mıydı yoksa saygı mı duyardı?
İkisini de istemiyordum doğrusu. Ben normal bir insan gibi büyüdüğüm için ikisinin ortasıydı idealim. Ne çok saygı duyulmak istiyordum ne de hor görülmek.
"Bende onu düşünüyorum. Neyi yaparsak senin için daha iyi olacak?"
"Bence bir süre saklayalım. Elbet öğrenecek sadece şu an zamanı değil gibi.."
JongHo'nun mantıklı konuşmasına WooYoung'da bende katılmıştık. MinGi ise öylece bakmıştı. Aklında farklı bir fikir var gibiydi.
"Neden sadece söylemiyoruz? Daha fazla değer görmek istemez misin MiRan? Tanrıçasın sen sonuçta!"
"Sorun da bu! Kıza baksana, daha kendine gelememiş! Kendini bir anda bulduğu evrende kaybolmuş. Bilinmezliğin ortasında.. bir de korsanlar tarafından tanrıça olduğu öğrenilirse başına neler gelir?"
WooYoung'un MinGi'ye patlamasıyla şaşırdım kaldım. Bana değer veriyor gibi konuşmuştu. Duygularımı bir ayna gibi yansıtmıştı bana.
"JongHo'nun dediği gibi şimdilik saklıyoruz. Kimse.. KİMSE bu konu hakkında konuşmayacak. Anlaşıldı mı MinGi?"
"Bana emir verme."
MinGi sinirle WooYoung'a bakmıştı. WooYoung'un, MinGi'nin üzerine bu kadar gitmesini doğru bulmuyordum. MinGi duygusal yapıda biri gibiydi sadece bunu yansıtmıyordu.
"Sakin olur musunuz? Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim ancak yapmayın. Kaptanınız bunu sakladığınızı öğrenirse başınıza neşer gelir bilmiyorum ama güzel şeyler olmayacağı kesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Fanfiction"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...