Kendimi ayin yapmaya giden cadılar gibi hissediyorum. Bu pelerin ne ya!? Yemin ediyorum birazdan parmaklarımı şaklatınca ortaya asa çıkacak.
Ravn'ın söyledikleri mantıklı gelme giymezdim bu pelerini. Gotik oldum ya! Siyah pelerin falan.. ne bileyim.. garip. Zaten içinde kaybolmuştum.
Çok büyüktü bana göre! Pelerini üzerime geçirince SeoHo gür bir kahkaha atmıştı. Kapşonu sayesinde yüzüm görünmüyordu.
Pelerin işlevini yapıyordu..
Ravn bana Tortugada istediğim gibi dolaşabilmem için bir kaç kişiyi vermişti. Benim istediğim üzerine bu kişilerden biri SeoHo'ydu.
Kısa yolculuğumuzda gemide en iyi anlaştığım kişiydi o. SeoHo'nun yanında Xion ve HwanWoong'da bizimle geliyordu. Xion gemide gözcüydü, HwanWoong ise savaşçıymış.
Bunu duyduğumda şaşırmıştım çünkü onda hiç savaşçı tipi yoktu. Daha çok minik yavru köpek tipi vardı. Bunu onun yüzüne söylemedim tabiki. Sonuçta sıfatı savaşçıydı.
Gemi sonunda limana vardığında kılıcımı alıp gemi ile rıhtım arasına koyulan tahtadan karaya ulaşmıştım. Öncelikle geminin ihtiyaçlarını almaya gidecektik.
SeoHo'yu yanımda istediğim için bende onunla gitmek durumunda kalmıştım. Xion ve HwanWoong ile muhabbetim olmadığı için yanımda olmalıydı.
Önden SeoHo giderken arkasından ben ve benim iki yanımda diğer ikisi vardı. Dışarıdan soylu biri gibi göründüğüme emindim. Hele Xion ve HwanWoong'un elleri sürekli kılıçlarının üzerinde olduğu için oldukça dikkat çekiyorduk.
Ya da bu pelerinin içinde penguen gibi durduğum için dikkat çeken bendim. Daha küçüğü yok muydu gerçekten?
Pekala şu an düşünmem gereken kocaman bir penguene benzediğim gerçeği değildi. Treasure'a dönünce ne diyecektim?
Kraken tarafından denizin dibine çekilmiş biri olarak biliniyordum. Öldüğümü düşündükleri kesindi. Ne diyecektim onlarla karşılaşınca?
Merhabalar?
Su tanrıçası olduğumu ilk andan anlayan Ravn'ı örnek alarak HongJoong'un da bunu kesinlikle anlayacağıno düşünüyordum. Aptal değilse bende bir şeyler olduğunu anlardı.
WooYoung, MinGi ve JongHo'da söylemiş olabilir gerçi. Emin değilim.
SeoHo, her zaman gemi ihtiyaçlarını temin ettiği bir yer olduğunu söyleyip oraya gidiyordu. Bizde mecbur onu takip ediyorduk. Sonunda adımları kalabalıktan uzak bir tezgahta durunca pelerinin şapkasının altından etrafta gözlerimi gezdirdim.
Kalabalıktan uzaktık ama bu tezgahın önü ayrı bir kalabalıktı.
"Hektor! Bizim malzemeleri getir oradan."
SeoHo, tezgahın önündeki diğer adamlarla ilgilenen adama seslenince adamın bakışları buraya dönmüştü. Sanırım gerçektende malzemeleri önceden hazılanılacak kadar uzun süredir buradan temin ediyordu malzemelerini.
"Orion sonunda Tortuga'ya uğradı demek."
"Evet, bu sefer biraz daha uzun sürdü."
SeoHo'nun alacağı malzemeler getirilirken adamla derin bir sohbete girmişlerdi. Cana yakın biriydi SeoHo bu yüzden şaşırmıyordum.
Fıcılar teker teker tezgahın arkasındaki odadan çıkarken bunları nasıl taşıyacağını düşünüyordum. Rıhtımdan uzaktık ve yanımızda bir araba da getirmemiştik. Umarım bunları taşıyabileceğimiz bir arabada verirler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Hayran Kurgu"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...