Sizee intromsu bir şey hazırladııım. Medyaya bırakıyorum ancak öyle profeyşınıl bir şey beklemeyin lütfennn.
Keyifli Okumalaar🥂
Kendimi alışılmış beyaz boşlukta bulmuştum.. yine..
En son büyük bir dalgayı mürettebatın, daha önemlisi kaptanın önünde durdurmuştum ve.. ve sonra.. sonra ne olmuştu?
Boşlukta duyulan adım sesleriyle etrafımda bir tur dönmüştüm. Yakınlaşan adım sesinin nereden geldiğini bilmiyordum belki ama kim olduğunu tahmin edebiliyordum.
6. Siyahlı adam, birazdan burada olacaktı.
"Tebrik ederim Leydim."
Bir anda kesilen adım seslerinin ardından arkamdan gelen sesle arkamı döndüm. Siyah giyim, siyah şapka, görünmeyen bir yüz.. evet bu oydu. Yani.. onlardan biriydi.
Parmağını bir defa şıklattı ve o özlediğim rahat koltuklar ortaya çıktı. Kendisi yavaşça kendine yakın olan koltuğa otururken bana da eliyle oturmam için boş koltuğu işaret etti.
"Yorgun olmalısın, benliğinle olan zor savaşı kazandın sonuçta."
Gösterdiği yere adımlarken söylediklerine kulak veriyordum. Sonunda kendimi koltuğun rahat yastıklarına bırakınca kemiklerim sızlamıştı. Hafiflemiş gibi hissetmiştim.
"Benliğim mi? O his benim benliğim mi?"
"Hayır, o his sensin."
O his ben miyim? Ama.. ama ben.. ben neden birine zarar vermek isteyeyim? O hissi serbest bıraksam YunHo'ya saldıracaktı! Bu ben olamazdım!
O gece, o adadaki de ben değildim. O Deniz Cadısına karşı kendimi kontrol edememiştim ki? O his.. her şeyi o his yapmıştı. San'a zarar veren de oydu.
"Aklın çok karışık, anlıyorum. Her şey Wonderland'de anlam kazanacak. Cevap alamadığın bütün soruların cevabı orada.."
"Neden şimdi söylemiyorsunuz? Bu bedenin sahibi olmadığımı öğrendim bile! Bedenim Wonderland'de değil mi!? 'Sana ait olan' dediğiniz o!"
Sorularım karşısında bir süre sessiz kalsa da sonrasında siyah pötü şapkalı başını sallayarak onayladı beni.
Bunu bir Deniz Cadısından öğrenmem nasıl bir ironiydi?
"Ama neden? Bana Deniz cadılarının beni dünyaya bıraktığını söylemiştiniz! Bedenim neden Wonderland'de!?"
"Şu güçsüz fani bedeninde bile yaptıklarının farkında mısın sen!? Yarı tanrı olmana rağmen, asıl bedeninde olmamana hatta gücün hakkında hiçbir şey bilmemene rağmen çok güçlüsün! Asıl bedenindeki gücü hayal et bir!"
Ona bağırmama sinirlenmiş olsa gerek o da bana bağırmıştı. Elleri sıkıca oturduğu koltuğun iki yanını kavramıştı.
"İşte Deniz Cadıları da bundan korktu. Yıllar sonra bu denizlerin başka birinin eline geçmesini istemediler. Onlardan daha güçlü birini istemediler."
Ses tonu yeniden yumuşarken arkasına yaslandı. Eliyle şapkasını düzeltip devam etti.
"Ruhunu bedeninden ayırıp başka bir bedene hapsettiler."
"Onun yerine öldürebilirlerdi. Bunu neden yapmadılar?"
Sözünü kestiğim için derin bir nefes aldı. Sanırım sinirlendiriyordum onu. Ancak şu birkaç günde sorularım öylesine birikmişti ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Fanfic"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...