Selaammm! Ben geldimm! Kambek üstüne geldim hemdee! Ayyy çok güzel değil miydi? Ben bayıldıııım!
Fever konseptine ayrı düşüyordum zaten şimdi yaşayan bir ölüyüm... Ağlaya ağlaya Turbulence dinlemeye devam..
Keyifli Okumalarrrr🥂
Yıldız ve ay ışığının az da olsa aydınlattığı Wonderland, şimdi ilk ankinden daha az ürkütücüydü. Aynı zamanda etrafta uçuşan ve mavi hoş bir parıltı saçan iyeler içimdeki tedirginliği söküp atıyordu.
Bu sayede köşkün uçsuz bucaksız bahçesinde korkusuz bir şekilde dolaşabiliyordum. Her ne kadar içimi kemiren düşünceler olsa da..
Doğrusu o masadan biri incinmeden kalkabildiğimiz için mutluydum. Masadaki gerginlik sınırlarına ulaşmıştı belki ama sanki her şey Paralel HongJoong'un kontrolünde gelişmiş gibi hissetmiştim. Bana bu güveni vermişti kendisi.
O, gerçek bir liderdi.
"Üzgünüm, böyle olmasını istemezdim ama tutumundan anladığım kadarıyla başka bir şekilde kabul etmezdi."
Sağ tarafımdan yükselen yumuşak sesle yavaşça o tarafa baktım. Beni ürkütmemek için yavaşça seslenmişti.
"Biliyorum, o fazlasıyla inatçı ve güven problemleri olan biri. Sadece durum buyken onlara bekçiliği nasıl devredeceksin merak ediyorum."
"Evet, o zor, çok zor biri. Atalarına benzemesi beni hiç şaşırtmadı. Onlarla baş etmesi çok daha zordu."
"Anlaşabiliyor muydunuz?"
Aklıma HongJoong'un bulduğu Rigel kaptanına ait seyir defteri geldiğinde bu soruyu sormak zorunda hissettim. HongJoong o defterde her ne okuduysa tekrardan asi bir tutum benimsemişti bana karşı.
O, SeongHwa'dan daha dengesizdi. Belki de bu yüzden oldukça iyi anlaşıyorlardı. Ancak beni şaşırtan bir şey vardı. SeongHwa, kaptanının aksine Paraleline hiç diklenmemişti ve onu yok saymıştı. Bir kaç bakışma dışında onunla muhattap bile olmamıştı.
"Fikirlerimiz her zaman birbirlerine karşıttı. O, sadece bu evren için bir şeyler yapmak isterdi ancak Wonderland bütün evrenleri kapsıyordu."
Gözleri büyük bahçeyi aydınlatan yıldızların üzerinde gezindi. Sonrasında derin bir nefes alıp devam etti.
"Onun isteğiyle denizciler Wonderland'in yerini belirten üç kitap hazırladı. Bu biz bekçilerin hoşuna giden bir şey değildi çünkü bu ada diğer evrenlere açılan bir kapıydı. Bunu daha fazla kişinin bilmesi iyi şeyleri beraberinde getirmeyecekti. Getirmedi de.."
Paralel HongJoong o anları tekrar yaşıyormuşcasına bakışları karardı ve sert sesiyle devam etti.
"Üç kitaptan ikisi yakıldı ve kalan kitap Thetis tarafından senin hizmetine sunulması için kutsandı. San'ın sana başta söylediği gibi o kitap canlı ve seni duyabiliyordu."
Beni duyduğunu pek sanmıyordum ve sorgulamayacaktım ancak doğru olduğunu biliyordum. O canlıydı her ne kadar bir kum yığınına dönüşse de..
"Deniz cadıları bu adayı tahrip etti çünkü-"
Konuşmayı ilerlettim ve başka bir konuya değindim. Paralel HongJoong bunu anlamış gibi devam etti.
"Çünkü Thetis'in varisinin böylesine bir güce sahip olmasını istemiyorlardı. Hayır, onlar güçlü bir rakip istemiyorlardı. Deniz cadılarının, Su tanrısının güvenilir birer hizmetkarı olduğu düşüncesi bir yalandı. Onların her iki planından biri Thetis'i tahtından indirmek ve denizlerin hakimiyetini ele geçirmekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King // ATEEZ
Фанфик"Wonderland neden önemli sizin için? Yani benim gitmek için nedenlerim varsa sizinde olmalı değil mi?" "Eldorado'yu biliyor musun? Altın şehir.." Biliyordum. Taşı toprağı altın olan bir yerdi ama o da aynı Wonderland gibi gizliydi. Varlığı yokluğu b...