✖49.Bölüm ✖

759 74 104
                                    

Amanında amanınn! Yazar bu hikayenin yolunu bilirmiymiiş?
Sınavlarım -beni bilim adamı sanan Ösym yüzünden- iğrenç geçti ama moral bozmak yokk. Ağlaya ağlaya yolumuza devam edecceğizz.

Bu zorlu yolculukta beni baskı altında bırakmadan beni beklen sevgili okurlarıma teşekkür ediyor tam gaz hikayeye devam ediyoruzz!

Keyifli Okumalarr🥂
(Bunu yazmayı özlemişim)

◇◇◇◇◇

"Civcivimi ver!"

MinGi avucunu uzatmış civcivi avuçlarına bırakmamı bekliyordu. Çok beklerdi. Kötü örnek oluyordu şu minik civcive. SeoHo'nun parmağını koparıyordu psikopat civciv!

"Olmaz. Ayrıca korsanların civcivi mi olurmuş? Git papağan veya maymun falan al!"

"Bunu ben de söyledim ama civcivde ısrar etti."

WooYoung arkasındaki yelken direğine yaslanarak konuştu. Ne ara gelmişti buraya?

"Papağanlar korkutucu.."

Elimdeki siyah civcivi aldı ve onun başını sevdi. Bu çocuk.. garipti ama sevimliydi de. Değişik..

"Korsansın sen! Kendine gel!"

"Ya! O da omuzumda durabilir!"

Civcivi omuzuna bırakan MinGi'ye baygın gözlerle baktım. Boşa uğraşıyorduk. O MinGi'ydi. Asla ikna edemezdiniz.

Gemimiz neredeyse hazır durumdaydı. Bu kadar hızlı tamir edilmesi şaşırtıcı olabilirdi ancak gemi kaptanı HongJoong olunca şaşılacak başka şeyler bulmak daha mantıklıydı.

Mesela.. o boyla kaptan olabilmesi.. Otoritesi inanılmazdı.

Düşününce.. her neyse! Karşıma HongJoong gibi bir kaptan ve Treasure gibi bir mürettebat almak istemiyordum. Kısa kaptanlarıyla mutlu mesut yaşasınlardı.

"MiRan."

Bana seslenen tanıdık sesle arkamı döndüm. YeoSang boynuna astığı bez çantasıyla yanımıza geliyordu. Bakışları MinGi ve WooYoung üzerinde gezindi.

Bu ikili birbirleriyle göz göze geldikten sonra güvertede yanımızdan uzaklaştı. Neden iyi bir şey olacak gibi hissetmiyordum?

"İyi misin?"

Ah.. YeoSang.. Sen ve senin o mükemmel kalbin..  Neden senin yerine romantik odun savaşçıya kaydı kalbim bilemiyorum. Bunu sonunda kabullenebilmiştim. O romantik odunu seviyordum.

"Turp gibiyim, artık endişelenme YeoSang."

YeoSang histerik bir şekilde gülümsedi. Yüzündeki garip gülümseme yavaşça kendini ifadesizliğe bırakırken ondan belki de ilk defa duyduğum sert ses tonuyla konuştu.

"Bunu bilmene rağmen mi yaptın? Ölebilirdin!"

Ah.. anlaşılan YeoSang suyun merhametinin farkına varmıştı. Aslında şaşırmamıştım, o çok zekiydi.

"Hey, ben iyiyim! Ayrıca ölmek için fazla gencim. Endişelenme.."

"Yaptığın şeyin farkında değil misin sen!? O, ağır yarayı kendine çektin! Ölebilirdin!"

"O da ölebilirdi! Ama ben ölmezdim! Farkında değilsin ama ben sizden daha güçlüyüm. Bu yüzden beni değil, kendinizi düşünün."

YeoSang sinirle çantasını yere fırlattı. Çantanın içindeki şifalı bitkiker ve tıbbi eşyalar güverteye saçılırken bir kaç bakışı üzerimizde hissedebiliyordum.

Pirate King // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin