Kader neydi?
Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı.
Kaderin önüne ne geçebilirdi?
Hiçbir şey geçemezdi.
İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı.
Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...
Bazen dağlardan, bazen düzlüklerden, bazen şelalelerden ama hiç durmadan akıp gidiyor. Akıp giden bu zamanın içinde bizlerde birer tiyatro oyuncuları gibi sahnelerimizi alıp rollerimizi oynuyoruz. Kimi zaman diliminde üzülüyor, kimi zaman seviniyor, kimi zamanlarda da hayata küsüp duruyoruz. Fakat nefes aldığımız bu zamanlarda hayatın bizim için sunduğu tüm engelleri geçip inişli çıkışlı rollerimize sıkı sıkı tutunuyoruz.
Karşımıza ne zaman neyin çıkacağı belli olmayan bu yaşam yolunda bir vakit öyle bir ayrım ile karşı karşıya kalıyoruz ki hangi yol ayrımını seçeceğimizi bilmesek bile sonunda oluk oluk kanayacağımızı çok iyi biliyoruz..
Bizim oluk oluk kan akıttığımız bu nokta da ise hayatın bize en büyük oyunu oynanıyordu!
Dönüm noktası olarak adlandırılan bu oyun ise tiyatronun en keskin ve en acılı sahnesi olarak karşımıza çıkıyor. İşte bu sahnede seyircilerden birçoğu ayağa kalkıyor ve alkışlıyor. Birçoğu gözündeki yaşları silerken birçoğu yüzündeki şaşkınlığa rağmen gülümseyebiliyor. Fakat biz kendi tiyatromuzun başrolleri tam bu sahnede acı içinde ve çığlıklar eşliğinde kahkaha atıyoruz.
Ben de şimdi kendi hikayemin başrolünü oynayarak kendi dönüm noktamı kendi ellerimle yazıyorum.
Hayatım şimdiye kadar bana biçtiği tüm senaryoları kenara atıp karşımda şeytanın rolüne bürünmüş adamın ki tüm hayatımın ellerimden kayıp gitmesine sebep olan şeytanın gözlerine kin ile bakıyorum.
İşte şimdi dönüm noktamı yaşıyorum. Küçücük ellerimde kocaman duran bu silahın namlusunu karşımdaki tüm güzel anılarımın katili olan şeytana doğrultmuş bir şekilde duruyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi ya da kötü hemen şu anda bir karar vermem gerekiyor.
Ben bu dönüm noktasına nasıl gelmiştim?
Güzel soruydu aslında. Çünkü bu sorunun altına bir sürü acı, bir sürü mutluluk ve belki de hayatımı fazlasıyla değiştiren kocaman bir sevgi vardı. Geçmişim o kadar yorucu, o kadar karmaşıktı ki ben gerçekten kimdim? Daha doğrusu ben geçmiş ile şimdiki rollerim arasından hangisiydim? Hangisi gerçek bendi? Şimdi tıpkı benim gibi siz de tüm bu günahların tanığı olmaya var mısınız? Benim ile yanıp benim ile alev almaya var mısınız? Öyleyse takip edin ama asla pişman olmayın.. Çünkü bu hikaye pişman olanlar için büyük bir keşke olarak kalacaktır.
Yıldıza basıp oy vermeyi ve yorumları unutmayın ❤️❤️
