29. Piyon

306 28 2
                                    

                             29. Piyon

Ağzımı kapatamadığım küfürden sonra Ali denen adam hemen ellerini üzerimden çekip benden uzaklaştıktan sonra üstünü düzeltip Emir'e döndü.

" KARHAN seni burada görmek ne büyük şeref." derken aslında bu durumdan çok da memnun değildi.

Ona cevap dahi vermeden bana adımlayıp ellerimi ellerinin arasına aldı. Buz gibi olan ellerim olan sıcak elleriyle tekrardan can bulmuş gibiydi.

Bakışları beni kontrol ederken sinirliydi. İyi olduğumu anlamış olacak ki kapıya doğru hareket etti. Ama Ali Kalendar'ın sözleri hiç iç açıcı değil aksine ölüme susamış gibiydi.

" Ne zamandan beri başkalarının eskisiyle yetiniyorsun KARHAN." demesiyle Emir'in ellerini tutan elleri sıkılaştı. Hem de öyle bir sıkmaydı ki parmaklarım kırılacak gibi hissediyordum. Bakışları bana düştü. Yutkundu ve ölümlü gözlerini ona dikti.

" Ağzından çıkanı iki kere düşün KALENDAR." derken sesi öfkeden kuduruyordu. Ama Ali bunu hiç umursamamıştı. "Gerçekler." dedi üstüne bastırarak. Emir kafasını iki yana yatırarak tek tek çıtlattı. Onun bir şey yapacağını düşünerek atladım.

" Kapa çeneni. Bunların hepsi yalan!" demem Ali'nin sadece kahkaha atmasına sebep olmuştu. Emir'in bir adım atmasıyla elimi tutan elini sıkıca tuttum. Bakışları bana dahi dönmeden sadece karşımızdaki gevşek herife bakıyordu. "Gidelim. Ben sana anlatacağım." diye fısıldasam bile beni duymamıştı. Bilmiyordu.

" Yalan öyle mi?" diyen adama sertçe baktım. " Enişten seni kumar borçları karşılığında bana vermedi lan. Ama sonra ne hikmetse Emir Karhan'a kapak atınca küçük hanım bizi görmedi." demesiyle artık her şey için çok geçti.

Emir Ali denen adamı arkasındaki masaya yatırmış yumruklayıp duruyordu. Durdurmak için bir tepki veremeden orada öylece dikiliyordum.

" Senin gelmiş geçmiş bütün sülaleni elden geçiririm pezevenk."

" Ecdadını s*ktiğim bebesi."

" Ağzını burnunu s*ktiğim." derken bir yanda da vuruyordu. Biraz daha vurmaya devam ederse adam elinde kalacaktı. Bir şey yapmam gerekiyordu.

" Emir!" diyen yüksek sesime rağmen hiç bana dönmeden dövmeye devam etti. Son çare olan onlara yaklaşıp Emir'in yumruk atan kolunu tutmaya çalışmamla beni savurmuştu. Ayağımın masaya takılmasıyla sertçe yere düşerken ağzımdan ufak çaplı bir çığlık kaçmıştı. Bileğim bileğim çok fazla acıyordu.

Çığlığımla Emir'in bakışları bana dönmüştü. Eli havada yumruk kalan Emir bir anda yere yanıma çökünce ne yapacağımı şaşırdım. " Aptal yılan." deyip beni kucağına almak için hamle yapacakken hırsla kollarını yittim. Ayağa kalkmaya çalışırken bileğimin acısıyla dudağımdan küçük bir çığlık firar etmişti. " İnat etme yılan." deyip tekrar hamle yapacakken; " Dokunma bana. Hepsi senin yüzünden. Sen ve deden." dememle anlamayan bakışlarla bana baktı. Acıma rağmen masaya tutunup sertçe kalktım. Birkaç adam odaya dalmıştı lakin Emir'i görünce geri çekildiler.

" Bu ne demek?" demesiyle gözlerimi ona diktim. " Şu demek KARHAN bu oyunda sen de bir piyonsun.  Çünkü oyunu kuran deden." dedim. Gergin olan vücudu daha ne kadar gergin olacaksa gerildi. Adım atmakla istemesem bile beni kucağına aldı.

" Bırak beni hayvan herif." derken oyun oynayanların yerine gelmemizle bütün bakışlar bize döndü. Kimsenin benim yüzümü görmesini istemediğinden kafamı onun göğsüne gömdüm. Girerken sanki görmediler diyen iç sesim ne kadar haklı olsa bile.

YILANLARIN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin