2/15. Affettim
Çoğu zaman başka sözler verirken başka sözlerinin hükmünü kaldırıyordu dudaklarımız.
Bedenimi sıkıca saran kollara 'gitmem' derken çocukluğuma, babama ihanet ediyordum.
'Üzgünüm baba bende onsuz bir hiçim.'
Belki de onu görememek tekrardan o sıcak kollarda olamamaktı beni bu kadar çabuk kabullendiren. Bilinçaltım her şeyin bir rüya, oyun olduğunu bana inandırmaya çalışırken inanmıştım belki de.
"Öhomm." diyerek güçlü bir ses çıkaran Nero'yla gerçek dünyaya dönüş yaptım. Kollarım yavaşça gevşerken aynı şeyi Emir'in kolları için söylemek doğru olmazdı.
Ama çekilmek isteyen bedenime karşı koymadı. Kolları bedenimi terk ederken yüzümü avuçladı. "Bir şey mi oldu?"
Kafamı iki yana salladım. "Ne olacak be kız benim yanımda." Emir yinede dikkatlice gözlerime bakarken bundan kurtulup geri çekildim. "Özgür ve Selin gelmedi mi?"
"İstanbul'a geçmek istediler." deyip elimden tutup koltuklara yöneldi. "Biz gidecek miyiz?"
Çift kişilik koltuğa beni bırakırken Nero'ya döndü. Emir'in ona dönüşünden anlarken eliyle ilerdeki komidini gösterdi. Emir'in hareketleri seriyken üstündeki ceketi çıkarıp oraya yürüdü. "Bu gece burada kalalım sabah geçeriz."
Ona gösterilen komidinin açıp bir şişe iki de bardak aldı. "Ee görüşmelerin nasıldı?"
Nero'nun sorusuyla ayakta doldurduğu bir kadehi ona uzatıp bedenini benim yanıma bıraktı. Eli kravatını giderken onu gevşetip gömleğinin ilk iki düğmesini açtı. "Boktan."
Sol kolu usulca belime dolanırken sağ eli elindeki içki kadehiyle oynuyordu. "Bir sorun mu oldu?" Kadehini tek dikişte içip tazeledi.
"S*ktiğimin lavukları hiç bir halta yaramayan adi köpekler sinirimi bozdu."
"Zaten en fazla bunu yaparlar başka bir şeye güçleri yetmez o asalakların."
"Sen istediğini aldıysan," deyip Emir'e göz kırparken güldü.
Eli iyice belime yerleşirken benimle arasındaki mesafeyi her geçen saniye azaltan adama baktım. "İstediğimi her zaman alırım bilirsin."
Bunu bana bakarak söylemesi ve kadehi yine kafasına dikmesi pek manidar olmuştu.
Gözlerimi kaçırıp etrafa baktım. Nero gözlerini ayırmadan bize bakıyordu. Kimseden ses çıkmazken Emir'in çalan telefonuyla derin bir nefes aldım.
Ayağa kalkıp ceketinin cebindeki telefonunu alıp koridorda ilerledi. Ay Allah'ım bu adam hep bu kadar heybetli miydi?
"Adamı gözlerinle yiyorsun yavru ceylan." Kurulan cümleyle gözlerim yuvalarından çıkacakken dudağımı dişleyip önüme döndüm. "Ben dalmışım."
Evet herkes de buna inandı Yağmur.
"Unutma gösterip el-"
"Anladım." Bir daha bunu duymak istemezken sesim istem dışı yüksek çıkmıştı.
Emir koridorda kaybolurken yine biz başbaşa kalmıştık. "Sinan Hanlı'yı tanıyorsam kızı çıktığına çok mutlu olmuştur."
"Kesinlikle doğru tanıyorsunuz." dedim sessiz çıkan sesimle. "Yaptı yine yapacağını değil mi?"
Gözlerim kısıldı. "Herkesi bu kadar iyi mi tanırsınız?"
Elindeki içkiyi yudumladı. "Dediğim gibi yaşadığım hayat buna mecbur bırakıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Teen FictionKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...